Moskovanın Şifresi Temel Filmi
Yönetmen Adem Kılıç, 2011 yapımı Sümela’nın Şifresi Temel’in devamı için gecikmedi ve 2012 yapımı Moskova’nın Şifresi: Temel filmini hemen çekiverdi. Başrolde Temel’i yine Alper Kul oynuyor. İlk filmdeki birçok karakter de aynı. İlk filmde, Temel Trabzonlu zengin ailenin kızı Zuhal’e (Aslıhan Güner) aşık olmuştu. Kurşunun önüne yatan, hazineyi bulan Temel, sonunda muradına ermiş ve bu devam filminde de mutluluğunu doya doya yaşayıp gidiyor. Fakat gecikmeden işler yeniden karışıyor. Rus mafyasının “baba”larından Korkunç İvan’ın adamı Sergey (Barış Sezer), keskin nişancı Abromoviç’i (İsmail Hakkı Ürün) Trabzon’a yolluyor. Altınlarla beraber Temel’in kellesini de istiyor mafya. Abromoviç’in keskin nişancılığı, hareketli insanların bolca olduğu bu şehirde pek işe yaramıyor. Üstelik Temel’in peşindekiler sadece Rus mafyası da değil, bu sefer Songül de Temel’den intikam almak istiyor. Temel ve Turgay, Karadeniz fıkrası gibi dünyanın en acımasız mafyasını alt ederken, elbette yanlış anlamalar da tıpkı Yeşilçam’ın eski melodramlarındaki gibi peşlerini bırakmıyor…
Bu filmin içinde dolaşmak anlattığı hikayeden daha akla yakın. Çünkü film gerçekten canlı fıkra gibi: Karadeniz’in, özellikle Laz mizahı iyi yansıtılmış, diyaloglar espri yüklü. Bu kadar güzel mizahın yansıdığı bu filmde keşke belden aşağı espriler olmasaydı. Küfürlü esprilerden çok diğer her şeye kahkahalarla güldük. Filmin ön jeneriği bile zeka pırıltısı taşıyor. Ayrıca karakterlerin iyi işlenmiş olduğunu belirtmeliyiz. Temel, Turgay, İmam Necati, Şehriye, Songül, Sinan, Ali Kemal, Cemil ve diyanet görevlisi (Sinan Bengier) bu filmin ruhu olmuşlar. Temel, zaten gerçek bir aşık ve Zuhal’i seyretmek hayatının en büyük mutluluğu. Hamsi, adaşı Temel Reis’in ıspanağı gibi ona güç veriyor. Tabii bir de Trabzonspor’un etkisi var.
Saf ve yüreği iyi Turgay’ın, ansiklopediden Sinan ve Cemil’e hayvanlara verilen adları açıklamaya çabaladığı sahne özellikle Karadeniz fıkralarından fırlamış. Evet Turgay da aşık. Yoksul Temel zengin kızı Zuhal’le evlenmişse kendisi de Filiz’le evlenebilir miydi? İmam Necati de nevi şahsına münhasır bir hoca. Turgay ve Cemil’le (İsrafil Köse) sahildeki barakada kalan Sinan (Çetin Altay) karakteri de müthiş. Ona adres sorduğunuzda önce hastaneye gidebilirsiniz.
Bu filmde özellikle kamera kullanımı ve açılarıyla televizyon dizilerinin estetiği hissediliyor. Böyle olunca yakın çekimler daha bir öne çıkmış. Yönetmen Kılıç, hem Trabzon’u hem de Moskova’yı iyi yansıtmış. Filmi seyrederken bu şehirlerin sokaklarındaymış gibi hissediyorsunuz. Trabzon şehri insanı büyülüyor. Bu şehre bakınca muhteşem bir tarih de kendini farkettiriyor. Bu şehrin insanları için Trabzonspor adeta evlerinin bir ferdi, bir evladıymış gibi görülüyor; takımın maçı olduğunda şehirde hayat duruyor. Turgay’la Filiz’in nişanında orkestranın Anadolu rock tarzındaki “Kolbastı”sının da mükemmel olduğunu belirtelim. Kısacası Moskova’nın Şifresi: Temel, esprileriyle güldüren ve insanı eğlendiren filmlerden.