Kılıçdaroğlu: Türkiye krizden en büyük yara alan ülkelerden oldu
Sosyalist Enternasyonal'in Portekiz'deki toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, CHP perspektifinden krizin ortaya çıkışı ve bu krizle mücadelede hangi yöntemlerin uygulanması gerektiğini anlattı.
"2008'den bu yana süren küresel krizin içinde yaşıyoruz. 2009'da en sert şoku yaşadık. 2010'dan bu yana toparlanmaya çalışıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, dünyada 150'nin üzerinde gelişen ve yükselen ekonomi olduğunu, bunları aynı sepette değerlendirmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, gelişen ve yükselen ekonomilerin sanayileşme ve üretimi dışlayarak sürdürülebilir bir büyümeyi yakalayamayacaklarını belirterek, "Hizmet sektörü elbette önemlidir. Bu sektörün sunabileceği kaliteli iş ve istihdam olanaklarından yararlanmak gerekir. Ancak özellikle genç nüfusa sahip ekonomilerin sanayiyi merkeze almayan politikalarıyla yürümesi oldukça zordur." diye konuştu.
"Sanayi sektöründeki büyüme, bu sektörün sahip olduğu ileri ve geri bağlantılarla diğer tüm sektörlerdeki büyümeyi ateşleyecektir." diye konuşan Kılıçdaroğlu, gelişen ülkeleri orta gelir tuzağına düşmekten kurtaracak sektörün de sanayi sektörü olacağını, çünkü güçlü bir sanayinin ekonomide yenilikçiliği de ateşleyeceğeni kaydetti.
Özellikle bilişim, yeşil ekonomi gibi katma değeri yüksek değer oluşturan sektörlerin hem rekabet gücüne hem de kaliteli istihdama yapacağı katkılardan gelişen ülkelerin azami ölçüde faydalanması gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Orta ve uzun dönemde sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamak için üretimin yeniden hatırlanması gerekiyor. Bu nedenle gelişen ekonomilerin tüm politikalarını bu amaç doğrultusunda hazırlamaları zorunludur." dedi.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Son dönemde dünyadaki gelişmeler bizi bu konuda umutlandırıyor. Gelişen ekonomilerin rekabet gücünü korumak amacıyla makro ihtiyadi politikaları olumlu karşılıyorum. Ancak bu politikaların etkinliği henüz test aşamasında. Yine özellikle kamu maliyesinde manevra alanı olan gelişen ekonomilerin eğitim, sağlık başta olmak üzere beşeri sermaye yatırımlarına yönelik bugünden hız verilmesi olumlu olacaktır. Tüm bu adımlar hem gelişen ekonomilerin uzun dönem büyümesine hem de küresel ekonominin daha dengeli bir büyüme patikasına yerleşmesine katkı yapacaktır."
Tasarruf açığı bulunan gelişen ekonomilerin atması gereken adımların da olduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı, "Bazı ekonomiler üretmeden tüketmeye, kazanmadan harcamaya alışmış durumda. Bu tüketim ve harcamaların özellikle spekülatif fonlarla finanse edilmesi ateşten gömlek giyme anlamına geliyor. Böyle bir model ile sağlıklı büyümeyi sağlamak mümkün değildir." dedi.
Kılıçdaroğlu, bu gibi ekonomilerin başta özel kesim tasarrufları olmak üzere toplam tasarrufları arttıracak yapısal reformları uygulamak zorunda olduğunu, ancak bunun kolay bir iş olmadığını vurguladı.
Önümüzdeki dönemde gelişen ekonomilerin yüzleşmesi gereken diğer bir sorunu da "güçlü bir iş talebi makro dengeleri bozmadan tesis etmek" olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, "Bu çerçevede örgütlü bir toplum, etkin bir sosyal güvenlik ve yardım sistemi toplam talep yönetimi için son derece önemlidir." dedi.
İşsizlik ve borç yükü altında ezilen toplumun en yoksul kesimlerini kriz dönemlerinde yalnız bırakmaması gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Kriz zamanlarında bu kesimlere asgari bir harcama gücünün enjekte edilmesinin oldukça önemli olduğuna inanıyorum. Böylece krizlere karşı toplumun en kırılgan kesimlerini korumuş olacağız." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Diğer yandan, harcama eğilimi yüksek kesimler yoluyla da iç talebi de desteklemiş olacağız. Bu nedenle böyle bir sosyal güvenlik ve koruma sistemine sahip olmayan gelişen ekonomilerin bu adımları şimdiden atmaları yerinde olacaktır. Güçlü bir siyasi liderlik ve uluslararası koordinasyon ile küresel krizden çıkış mümkündür. Gelişmiş ve gelişen ekonomiler olarak aynı gemideyiz. Sosyalist Enternasyonal çatısı altında güçlü bir dayanışma ile sorunlara çözüm sunabileceğimize inanıyorum."