Bakan Çelik: Tarihin en büyük araştırması ile 215 bin iş gücü açığı tespit ettik
"MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNİN KALKACAĞI DEDİKODUDAN İBARET"
Gündemde olan devlet personeli yönetimi reformu için ise çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Çelik, sosyal taraflara hazır hale getirdikten sonra, onlarla birlikte değerlendirdikten sonra kamuoyu ile paylaşmayı düşündüklerini belirtti. Bakan Çelik, son olarak memurların iş güvencesi konusunda bir sorun olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Yani iş güvencesi kaybedilecekmiş gibi dedikodular yoğunlukta. Böyle bir şey söz konusu değil. Hükümetin gündeminde böyle bir şey yok.”
Bakan Faruk Çelik, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin gündeme dair sorularını cevapladı. Çelik, istihdama yönelik son yapılan çalışmalardan iş sağlığı güvenliğine, yeni teşviklerden taşeron ve sözleşmeli personelin durumuna, devlet personel yönetimi reformundan asgari ücrete kadar önemli konular ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Gaziantep’te geçtiğimiz gün bir fabrikada meydana gelen patlamanın ardından tekrar gündeme gelen iş sağlığı ve güvenliği konusuna değinen Bakan Çelik, “Yasa demek mevzuattır, uyulması gereken kurallar. Bu uyulması gereken kurallar bütününe ne kadar uyulursa o derece başarı elde edilir. İş yerleri bakımında da az tehlikeli iş yerinden çok tehlikeli iş yerlerine kadar kapsamına alan bir düzenleme. Yasanın eksiği var mı? Yasanın mutlaka eksiği olabilir, süreç içerisinde giderilir. Fakat yasalar kazaları tek başına önlemez. Yasanın kullanıcıları ve kullanıtıcıları önemlidir. Bu konuda toplumsal bilincin uyanması için gayret ediyoruz. Son 10 yılda aslında iş kazalarında ölümler yüzde yüz oranında azaldı. Yani yüz bin işçide 16–17 işçi hayatını kaybederken, şimdi 8 işçi hayatını kaybediyor. Fakat bu da yeterli değil. Çünkü gelişmiş ülkelerde 27 ülkede bu sayı 4. Biz denetimlerimizi sıklaştıracağız, fakat toplumsal bilincinde uyanması lazım.” diye konuştu.
İşsizlikte mücadelede önemli çalışmalar yaptıklarını bildiren Çelik, son olarak İŞKUR’un yaptığı iş gücü piyasası araştırmasının cumhuriyet tarihinin en kapsamlı araştırması olduğuna dikkat çekti.
Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Biz geçtiğimiz Eylül-Ekim ayında 81 ilde iş ve meslek danışmalarımız vasıtasıyla 10 üzeri işçi çalıştıran 53 bin iş yerini bizzat ziyaret ettik. Orada iş gücü piyasasının adeta fotoğrafını çektik. Böyle kapsamlı araştırmanın Türkiye’de yapıldığı kanaatinde değilim. İş gücü piyasasının soruları nelerdir, iş dünyamızın talepleri nelerdir, iş gücünde aranan vasıflar nelerdir, eğitim düzeyi ile eğitim talebi mevcut iş gücü uyumu hangi düzeydedir? Tüm bu konuları içeren sağlıklı değerlendirme yapmamızı sağlayacak araştırmayı bizzat işyerleri ile görüşerek gerçekleştirdik. 2 aylık bu araştırmada 215 bin iş gücü açığını tespit ettik. Eğer 215 bin açık iş işsizler tarafından doldurulabilseydik, o aranan nitelikte eleman olsaydı bugün 9,1 düzeyinde olan işsizlik oranı 8,1 düzeyinde gerçekleşecekti. 1 puanlık bir işsizlik düşüşü olacaktı. Ama Türkiye’de işsizlikten önceki ana sorunu mesleksizlik sorunu. İş gücü talebi var ama bu talebi karşılayacak nitelikli çalışacak insanı bulamama sorunu ile iş dünyamız karşı karşıya. Dolayısıyla bu araştırma, hem hükümetimize, hem işçimize hem işverenimize önemli ipuçları veriyor. Bunu baz alarak, bizde önümüzdeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İşsizliği daha aşağıya çekebiliriz.”
Araştırma neticesinde bin 800 meslekte açık tespit ettiklerini vurgulayan Çelik, eğitim ile istihdam uyumunun son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Bunu başarmak için yoğun bir çaba içerisinde olduklarını ifade eden Çelik, lise ve üniversiteden mezun olanların aldıkları bilgiler ışığında iş gücündeki açık bu okullardan mezun olanlar tarafından karşılanmasının önemine işaret etti. Bu konuda mesleki yeterlilik kurumunun çalışmaları olduğunu ifade eden Çelik, kurumun meslek standartlarını belirlediğini belirterek, belirlenen standartlar çerçevesinde eğitim vermeye başladıklarını dile getirdi.
"İŞVERENLERİN YÜZDE 54’Ü NİTELİKLİ ELEMAN BULAMAMAKTAN ŞİKÂYETÇİ”
İşverenlerin yüzde 54’ünün yeterli niteliğe sahip eleman bulamamaktan şikâyetçi olduğunu bildiren Bakan Çelik, şöyle devam etti: “İşte yüzde 54’ün dışındakiler işi beğenmeme, ücreti beğenmeme gibi sebepler söz konusu. Bunları cevapladığımız zaman Türkiye’de işsizlik biraz daha aşağı düşecektir. İstihdam eğitim ilişkisini güçlendirdiğimiz zaman bu işsizlik oranı daha da aşağı düşecektir. Mesela işsizliği daha aşağıya çekme konusunda işbaşı eğitim uygulaması başlatıldı. Şuanda 50 bine yakın kişi işbaşı eğitim ile meslek sahibi oldu. Gidiyor bir yerde 6 ay çalışıyor, ustadan pratik bir şekilde mesleği öğreniyor. Biz bunun ücretini ve primini karşılıyoruz. Yeter ki 6 ay sonra bir meslek sahibi olunsun.”
“LİSELER SANAYİ BÖLGELERİNE ALINIRKEN, MÜFREDATTA DEĞİŞİYOR”
Yine hükümetin çalışmaları arasına aldığı meslek liselerinin sanayi bölgelerinin içine alınması konusuna da değinen Çelik, “Bunlar önemli adımlar. Sanayi ile eğitimi bütünleştirdiğimiz zaman bilgiler yalnız teoride kalmıyor. Onun için hükümetimizin attığı önemli bir adımdır. Oradan çıkacak elemanın iş arıyorum sınıfında değil, iş aramadan işin kendisine sunulması noktasına kavuşturmak önemli. Bunun yanında müfredatı da önemli. Mesleki standartlara göre eğitim verilmesi için müfredat değişiyor. Bir taraftan pratik ile teori birleştiriliyor, bir taraftan da müfredat değişiyor. İstihdam eğitim ilişkisi fiziki olarak ta kuruluyor.” şeklinde konuştu.
”ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE İŞSİZLİĞİ YÜZDE 8 BANDINDA TUTMAYI HEDEFLİYORUZ”
İşsizlikte mücadelelerinin devam ettiğini dile getiren Çelik, dünyada işsizlik artarken, özellikle de genç işsizlik Avrupa’da hızla artarken Türkiye’de işsizliğin düşmesinin büyük bir hadise olduğunu ifade etti. İşsizliğin yüzde 14’lerden yüzde 8’leri görmesini yalnız milletin değil, tüm uluslararası toplantılarda Türkiye’nin takdirle karşılandığını aktaran Çelik, son 4 yılda 4 milyon istihdam gerçekleştirdiklerini söyledi. Bilimsel veriler çerçevesinde yollarına devam edeceklerini vurgulayan Çelik, “İşsizlikte 2012’yi yüzde 9,2–9,3 civarlarında kapattığımızı düşünüyorum. Büyük bir ihtimalle bu bantta kapanacak. İnşallah önümüzdeki dönemde yüzde 8 bandında tutmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İstihdama yönelik sundukları teşviklerin rolünün önemli olduğunu kaydeden Bakan Çelik, şimdiye kadar 24 milyarlık bir teşviki istihdama sunduklarını ifade etti. Son başlatılan 6 bölgede teşvik programı ile 4–5 yıl önce başlattıkları 49 ile teşvik programında önemli yol kat ettiklerini bildiren Çelik, son teşvikte özellikle 6.bölgede hem işveren hem de işçi paylarının tümünü karşılayan bir sistem kurduklarının altını çizerek, hedeflerinin Türkiye’nin dört bir tarafında iş aş bulunabilir bir noktaya taşımak olduğunu dile getirdi.
YENİ TEŞVİK ÇALIŞMALARI
Bakan Çelik, şimdi yapacakları çalışmaları ise şöyle özetledi: “Yine 49 ile teşvik konusundaki program 12. Ayın sonunda sona erdi. Şimdi o 49 ile yatırım yapan işverenlerimiz için nasıl bir istihdam teşviki uygularız ona bakıyoruz. 6 bölgeye ayırarak yaptığımız teşvik ile 49 ile başlattığımız teşvikler sonrasında, her iki teşvik sonrası bir ilde yan yana iki iş yeri arasındaki maliyeti farkında bir uçurum oluştu. Bu konuda 49 ildeki sanayicimizin bizden talepleri var. Bunu şuanda değerlendiriyoruz, inşallah o konuda yakında bir açıklama yapacağız.”
“İMKÂNLARIMIZ ARTTIKÇA ASGARİ ÜCRETLİNİN DE EMEKLİNİN DE ÜCRETİ TOPYEKÛN ARTACAK”
Asgari ücretin yeterliliği ile ilgili olarak ta değerlendirmede bulunan Çelik, asgari ücretin bir taban ücreti olduğunu, bundan aşağı ücret teklif edilemez anlamına geldiğini bildirdi. Bakan Çelik, “Biz son 10 yılda yüzde 300’lerin üzerinde bir artışı gerçekleştirdik. Yani enflasyonun yüzde 147 olduğu bir süreçte, asgari ücretteki artış bunun iki katı. Yeterli mi? Tabi ki değil. Ama Türkiye’nin imkânları çerçevesinde olayı ele alıyoruz. Olay sadece asgari ücretlilerden ibaret değil. Ülkede 75 milyon insan yaşıyor, tüm bunları göz önüne alarak adım atmaya çalışıyoruz. Bizim kriterlerimiz belli ücretleri enflasyona ezdiriyor muyuz, ezdirmiyor muyuz? Hiçbir sabit ücretliyi biz enflasyonun altına mahkûm etmedik. Yeterlilik konusu imkânlarla bağlantılı. İmkânlarımız arttıkça biz bu artışı gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin imkânları arttıkça, asgari ücretlinin de emeklinin de ücreti artacak ve böylece topyekün bir kalkınma olacak.” ifadelerini kullandı.
Taşeron ve sözleşmelilerin durumu ile ilgili olarak ise çalışmaların sürdüğünü anlatan Çelik, konunun zor bir konu olduğuna dikkat çekerek, tarafların çok keskin olduğunu belirtti. Taşeron çalışanları için “Alt işveren diye tarif ettiğimiz bu kesim olmasın demek doğru değil.” diyen Bakan Çelik, bir işçinin nerede çalıştığından ziyade, hangi koşullarda çalıştığının çok daha önemli olduğunu vurguladı. Konuyu çözmeye çalıştıklarını söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz Pazartesi günü de Bakanlar Kurulu’nda bir sunum yaptım. Sayın Başbakan’da burada emeğin sömürüsüne fırsat vermeyecek şekilde bir çözüm üretmemiz konusunda talimat verdi. Bu yasama döneminde bu sorunu çözeceğiz.”
“GENEL BİR PERSONEL REJİMİ BAKANLAR KURULUNDA GÖZDEN GEÇİRDİK”
Çelik, sözleşmelilerin durumu ile ilgili olarak da “Devlet sistemimizde 6 çeşit sözleşmeli bulunuyor. Bunların derli toplu hale getirilmesi içinde bir sunum yaptık. Bunun üzerinde de çalışmamız sürüyor. Ama yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeliler ile ilgili Başbakanımızın bir sözü vardı. O sözü de bu yasama yılında yerine gelecek. Bundan kimsenin endişesi olmasın ama genel olarak bir personel rejimimizi de bu bakanlar kurulunda bir gözden geçirdik.”
"MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNİN KALKACAĞI DEDİKODUDAN İBARET"
Yine gündemde olan devlet personeli yönetimi reformu için ise çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Çelik, sosyal taraflara hazır hale getirdikten sonra, onlarla birlikte değerlendirdikten sonra kamuoyu ile paylaşmayı düşündüklerini söyledi. Bakan Çelik, son olarak memurların iş güvencesi konusunda bir sorun olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Yani iş güvencesi kaybedilecekmiş gibi dedikodular yoğunlukta. Böyle bir şey söz konusu değil. Hükümetin gündeminde böyle bir şey yok.”