Vladimir Lenin (Vladimir Ilyich Lenin (Rusca Владимир Ильич Ленин) 1870 yılında Simbirsk’te (bugün Ulyanovsk) kentsoylu bir ailede dünyaya gelen Lenin, çara karşı suikast düzenlemek suçundan 1887 yılında idam edilen ağabeyi Aleksandr’ı kay-betti. Hukuk öğrenimi gördükten sonra, çok erken bir yaşta Marx’ın düşüncelerini savunmağa başladı: devrimci hareketin öncü rolü ve «proletarya diktatörlüğümün gerekliliği üzerinde ısrarla durdu. Bunlar Leninciliğin iki temel ilkesi oldu.
Tutuklanıp Sibirya’ya sürüldü, 1900’de hapisten kurtulunca İsviçre’ye gidip yerleşti. Orada Iskra (Kıvılcım) gazetesini çıkarmağa başladı. 1903 yılında, Rus Sosyal Demokrat Partisi’nde «menşevikler»e (azınlık) karşı «bolşevikler»in (çoğunluk) lideri oldu. 1905 Devrimi’nin başarısızlığa uğraması üzerine, Bolşevik Partisi’ni örgütledi ve 1912’de Pravda (Gerçek) gazetesini çıkarmağa başladı.
devrimin «baba»sı
1917’de, Petrograd’daki (bugün ‘Leningrad) ayaklanmalar, çarlığın düş-meşine yol açtı ve Ekim Devrimi patlak verdi. Lenin hemen Rusya’ya döndü. Halk Komiserleri Konseyi başkanlığına seçildi, Almanya ve Avusturya-Macaristan ile barış imzaladı (Brest-Litovsk Antlaşması); ondan sonra kendisini ‘sosyalizmin kurulu-şuna adadı: sanayinin millileştirilmesi, toprakların köylülere dağıtılması, fabrikaların «sovyetler»e (işçi kurulları) devredilmesi. Aynı dönemde, Troçki ile birlikte Kızılordu’yu kurdu.
1919 yılında bütün dünya komünist partilerinin delegeleri Moskova’da toplanarak, Lenin’in yönetimi altında, hepsini biraraya getiren bir hareketin temelini attılar: III. Enter-nasyonal.
Lenin’in son yıllan, genç devletin karşılaştığı güçlükler ve hastalık içinde geçti. Bununla birlikte, 21 ocak 1924 tarihinde öldüğü zaman, devrimci rejim, sağlam bir şekilde yerleşmiş bulunuyor ve S.S.C.B. dünyada, sosyalist bir devletin ilk örneği oluyordu. Lenin’in tahnit edilmiş cesedi, ‘Moskova’da Kızıl Meydan’da bir anıt-mezarda halka gösterilmektedir.