Renkli cam etkisi (stained-glass window effect) ****psişikte şuuraltının dönüştürücü etkisine verilen addır.
Terim ilk kez İngiliz ****psişikçi W.T.Stead (1849-1912) tarafından kullanılmıştır. ****psişikçilere göre, tebliğ, haberci rüya vb. gibi sezgisel yolla alınan enformasyonlarda şuuraltı dönüştürücü ve sembolleştirici bir rol oynar.
Bu rol şöyle açıklanır: İnsanın imajinasyon yeteneğinin sembolleştirici bir özelliği vardır. Zihne “anlamlar” halinde gelen “tesirler” insan zihninde, ister istemez fiziksel alemin bir özelliği olan imajlara bürünmek zorunda kalırlar ki, bürünecekleri imajları da “tesir”i alan insanın şuuraltı dağarcığından elde ederler. Tesir ne kadar yüksek ya da süptil bir kaynaktan gelirse gelsin, alıcı kişinin kapasitesi, şuuraltı imajları, şuuraltı dağarcığı tesirin özgün halini kaybetme derecesi ve kısıtlanması açısından çok önemli bir rol oynar. Kaynağından “anlam” olarak inmeye başlayan tesir onu alan insanın zihninde imaj olarak belirene kadar bir sürü değişim ve dönüşüm geçirir. Kısaca tesirler, insan zihninde yer ederken, ister istemez o insanın şuuraltı dağarcığındaki imajlara dönüşürler ve bu dönüşüm sırasında birtakım sembollere bürünmüş olurlar.
Nasıl beyaz ışık, renkli bir camdan geçerken hem camın rengini alıyor, hem de camın eğriliği oranında bir miktar kırılmaya uğrarsa, insanın aldığı ****psişik enformasyon ya da tesir de şuuraltı katmanlarından geçerken bir miktar “kırılma”ya uğrar, yani özelleşir, bükülür, kabalaşır, dönüşür, o ortamdaki malzeme neyse ona bürünür ve böylece özgün halini az çok yitirerek dışarı (zihne, dünyasal veya bağlı şuura) yansır.