Dili ve nazmı şahsı, üstün bir zevkle kullanarak ortaya konulan, duygu, hayâl ve heyecanı anlatan estetik değen yüksek sanat eserme şiir denir. Birçok şiir tanımı vardır. Şiirin çeşitli özelliklerini yansıtan bazı tanımlar şunlardır:
Cahit Sıtkı Tarancı: “Şiir kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır”.
Orhan Veli Kanık: “Şiirin bir mânâ sanatı olması, hiç de f kır sanalı olmasını gerektirmez. Şiirdeki mânâ; resimdeki renk, musikideki ses gibi bir şeydir”.
Suut Kemal Yetkin: “Şiir esrarlı bir âhenk ve mânâ sanatıdır”
Şiir dili, konuşma ve yazı dilinden farklıdır. Bu farklılık kelimelerin âhenginden, gücünden gelir.
Şiirde musiki, şekil malzemesinin yerinde ve doğru kullanılması ile sağlanır. Ölçü kafiye, mısralar arası geçişler, kelimelerdeki seslerin uyuşması; doğru, bilinçli yapılmalıdır. İç âhenk dediğimiz kelimelerin birbiri ile uyumu göz önünde bulundurulmalıdır. Az kelime ile çok şey anlatma, şiirde mânâ bazen yalın, bazen sembollerle verilebilir. Şairin; tecrübesi, yeteneği, kelimelere hakimiyeti burada öne çıkar.
Şiir çeşitli dillerde insanoğlunun dil vasıtasıyla erişebildiği yüce, ince, derin, ulvî, ahenkli, mânâlı, duygulu, tesirli ve güzel ifade şekillendir.
Şair mizacının birinci özelliği, hissîliktir. Bunun şiirdeki ifadesine lirizm diyoruz. Mânâ ağırlıklı olarak akla ve mantığa hitap eden şiirde bile lirizm (duygu+hayâl) bulunur.
Genel olarak konularına göre şiir; lirik, epik, pastoral, didaktik, dramatik, satirik diye türlere ayrılır. Edebî akımlara göre de şiir; klasik, romantik, sembolist, parnasyen vb. şeklinde tasnif edilebilir.
Şiirin plânı, öteki edebiyat türlerine benzemez. Duygular, şairin içine doğan sırayla anlatılır; bu sıralanışa duygu plânı denir. Her şiirin özgün bir plânı vardır.
S.K. Yetkin’in şiir sanatı üzerine yazdığı aşağıdaki denemesi konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
Şiir için, nesir olmayan şey derler. Belliyi belirtmek gibi görünen bu tanımlama şiirin derin bir yönüne dokunmaktadır. Valery; düz yazıyı yürüyüşe, şiiri raksa benzetir. Yürüyüşün açık bir hedefi vardır. Her yürüyüş, istenilen şeye çevrilmiş bir hareketi ifade eder. Bu hareketin tarzı, hız derecesi o şeyin cinsine ve uyandırdığı arzunun şiddetine bağlıdır.