Mardin Neyi İle Meşhurdur? Mardin de Gezilecek Yerler

Mardin de gezilecek yerler? Mardi’nin neyi ile ünlüdür? Mardin ne dizilerdeki kadar ağdalı ne doğu mitlerindeki kadar mesafeli. Pırıl pırıl, kuru ama ferahlatıcı havasıyla, uyum içinde yaşayan halklarıyla, Akdenizlileri kıskandıracak kadar bereketli ovasıyla, benzersiz panoramasıyla, güvercinlerin, perilerin ve büyülü lezzetlerin kenti Mardin, hayatınıza girmeyi bekliyor. Ne dizi fenomeni ne de kültür turizmi, bundan 20, hatta bin yıl önce de Mardin rüya gibi bir kentti; dünyanın merkeziydi.. Burası MÖ 4500;lerden bugüne, Sümer, Hurri, Akad, Mitani, Hitit, Asur, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlıları içine alan bir kent oldu. Sanki efsunluydu; imparatorları, ulusları, göçebe toplulukları bir mıknatıs misali kendine çekiyordu. Büyünün etkisinden çıkmak ve onu biraz daha yakından tanımak elinizde. Bunun için işe 1. Cadde’den başlamalısınız. Mardin’in bütün daracık sokakları ve girift yapısı bu caddede çözülüyor sanki. Küllerinden doğan telkariciliğin en güzel örneklerinin satıldığı kuyumcular; bıttım (yabani fıstık) sabunu, leblebi ve badem şekeri satan kuruyemişçiler; bakırcılar ve eskiciler sıralanmış bir bir. Kentin ilk butik oteli Erdoba Evleri’nin konakları da bu cadde üzerinde. İsmini Mardin’in Asur Dönemi’ndeki adı ‘arz-dobey’den (kutsal yer) alan Erdoba Evleri’nde, Mardin’in dokusunu oluşturan taş işçiliğinin, ferforjelerin en güzel örnekleri görülebilir. Kentin girift dokusu içinde özenle işlenmiş bağlantılar abbaralar (aynı ailenin farklı parselleri arasındaki geçişleri sağlayan, sokakları birbirine bağlayan kabaca yapılmış, yuvarlak kemerli, basık geçişler), eski ahşap işlemeli kapılar, güvercin motifli güzelim dökme kapı tokmakları ve dar sokaklardaki ulaşımı ve taşımacığı sağlayan eşekler (Mardin Belediyesi’nin çöp toplama için kullandığı eşekler çok ünlü) gözünüzden kaçmaması gereken ayrıntılar. Bakırcılar Çarşısı’nda zamanın durduğu kahvelerde soluklanmak, bakır işçiliği, semercilik gibi geleneksel zanaatları loş ışıklı taş dükkanlarında icra eden Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ya da Türk esnafla sohbet etmek bir Mardin klasiği. Mardin evleri, kullanışlı espasları, ferah iç avluları, kameriyeli odalarıyla mimarinin ulaşması gereken son nokta sanki. Bir avlunun diğerinin çatısını oluşturduğu bu iç içe geçmiş evlerde Ermenilerden Sünnilere, Süryanilerden Yahudilere her dinden ailenin yaşamı da birbirine kenetleniyor. Mardinlilerin tüm siyasi, dini ve ekonomik sürtüşmelere rağmen huzur içinde yaşamayı nasıl başardığını anlamanız için biraz yüksekçe bir pencereden aşağı doğru bakmalısınız. Damlarda yaşamın sürdüğünü görmek insana mutluluk veriyor. Elinde kiliçesiyle (Süryanilerin Paskalya, yılbaşı gibi önemli günlerde; Müslümanların cenaze ve mevlitlerde ikram ettiği tarçınlı, baharatlı bir çörek) iç avluya süzülüveriyor. Günbatımına yakın bir damdan genç bir adam takla kuşlarını (Mardin’in sembolü bu güvercinler, alkış sesiyle havada takla atmaya eğitiliyor) gökyüzüne salıyor. Dara Harabeleri: Mardin’in güneydoğusunda 30 km. uzaklıkta Oğuz Köyü’ndedir. Burası eski Mezopotamya bölgesinin en ünlü kentidir. Dara Kent Kalıntıları, kayalar içinde oyulmuş çevresi 8-10 kilometreyi bulan geniş bir alana yayılmıştır. Buralarda mağara evler vardır. Kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan, tophane ve su bendi halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında kayalara oyulmuş 6-7 kadar mağara eve rastlanır. Bunların tarihi Geç Roma (Erken Bizans) dönemine kadar gider. Midyat : Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin’den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta yer alır. Mardin’e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırmaktadır. Bölgeyi Süryanilerin yavaş yavaş terk etmesi ve göç almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki Estel’e kaymıştır. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’taydı. Bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyorlar. Mutlaka izlemelisiniz…. Mardin’in bu çok önemli ilçesi gümüş işçiliğiyle de ünlüdür. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe turistik açıdan oldukça çekicidir. İlçenin 18 km. doğusunda bulunan Deyrulumur Manastırı M.S.397 yılında inşa edilmiştir.M.S.640 yılında Hz. Ömer zamanında Arap-İslam ordusu Süryanilerle işbirliği yaparak Mezopotamya’ya girince,özellikle bu eserin korunması için Hz. Ömer’ in emri ile ayrıcalık tanımıştır. Manastırda eskiden içinde zengin bir kütüphane bulunmaktaydı. Ayrıca içinde binlerce öğrencinin eğitim aldığı bir teoloji fakültesi bulunmaktadır. Midyat’ta Meşe, Bitim, Antepfıstığı gibi ürünler ve kendine has acur, kavun yetiştirilir. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktasıdır. Mardin Kalesi: M.S.975-976 tarihlerinde Hamdaniler tarafından inşa ettirilmiştir. Kalede, cami, hamam, mahzen ve birçok ambar bulunmaktadır. Dara Kalesi: Mardin’in 30 km. uzaklığındadır. Kale, İran Hükümdarı tarafından inşa ettirilmiştir Cami, Kiliseler ve Manastırlar : Önemli bir İnanç Turizmi merkezi olan Mardin’de merkezde Ulu Cami, Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi, Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep), Deyruülzzafaran Manastırı (Mor Hananya), Deyrulumur Manastırı (Mor Gabriyel), Mor Yakup Manastırı (Nusaybin), Midyat Meryemana Manastırı ve Mor Dimet Manastırı görülmeye değerdir. Zinciriye Medresesi: Mardin merkezde olup, 1214 ‘de inşa edilmiştir. Kasımiye Medresesi: Mardin’in güneybatısında yer alan Medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir. 1469-1503 yıllarında yaptırılmıştır. Mağaralar : Mardin Gızzelin Mağarası (İplik Dokuma), Midyat Linveyri Şifa Mağarası, Mardin Şakolin ve Firiye, Midyat Kefilsannur, Midyat Şenköy Kefilmelep, Kefilmardin, Midyat Hapisnas, Midyat Tınat, Savur Kıllıt, Kızıltepe Hanika ve Salah, Nusaybin Hessinmeryem ve Sercahan, Mazıdağı Gümüşyuva ve Avrıhan, Derik Derinsu, Dırkıp, Haramiye Mağaraları Mardindeki mağaralardır. Mardinden Ne Alınır? Gümüş işlemeli Telkari… Badem şekeri..Leblebi… Ceviz sucuğu Mardin de Ne Yenir ? Mardin’in çok özel yöresel yemekleri mevcuttur. Özellikle kıbbe, çiğ köfte, keşkek, zerde, cevizli sucuk, helva çeşitleri, cevizli tatlılar yenebilir. Mardinden’den Bunları Yapmadan Ayrılma : Mardin Müzesi, Deyrulzaferan Manastırı ile Kasımpaşa Medresesi görmeden, Şiir gibi işlnemiş taş işlemeli yapılarını fotoğraflamadan, Badem şekeri, leblebi, ceviz sucuğu tatmadan, Telkariden gümüş işleme almadan, Kiraz Festivaline gitmeden… mardinde gezilecek yerler, mardin nesiyle meşhur, mardinde gezilecek yerler, mardin neyi meşhur, mardin neyi meşhurdur