Laponlar, Avrupa’da, ‘çingenelerle birlikte gelenekleri göçebeliğe dayalı tek topluluktur.
İskandinavya’nın kuzeyine, ‘Finlandiya’ya ve ‘Rusya’nın Kola Yarımadası’na dağılmış bu halkın sayısı bugün ancak 35 000 kadardır, bunun da 20 000’i ‘Norveç’te, 10 000’i ‘İsveç’te yaşar.
Eskiden göçebe olan Laponlar, avcılık, balıkçılık ve ren geyiği yetiştiriciliğiyle geçinir, her yıl mevsime göre yer değiştirmek için ren geyiklerinin çektiği kızaklar kullanırlardı. O zamanlar Laponlann bütün yaşamı, giysileri için deri ve kürk, beslenmeleri için süt ve et, avlanmak üzere âlet (olta) ve silâh yapabilmeleri için kemik ve boynuz sağlayan ren geyiğine bağlıydı. Dinsel inanışları bile bu hayvanın alışkanlıklarıyla ilgiliydi: uygarlıkları gerçek bir «ren geyiği uygarlığıydı. Günümüzde Laponlann büyük bir kısmı komşu oldukları modern toplumlara ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Artık yerleşik olan halkın çoğu fabrikalarda çalışmaktadır.
Lapon Tarihi
Toplam 80.000 – 100.000 arası nüfusa sahip olan bu halk kendilerine Lapyalı denmesini kesinlikle istemiyorlar, çünkü ‘Lapp’ yama anlamına geliyor ve Samiler rengarenk giysileri dolayısıyla kendilerine verilen bu ad ile, alay edildiğini düşünüyorlar. Samiler bu bölgeye yaklaşık 4000 yıl önce gelmişler. Vikingler ve onları takip eden ortaçağ yıllarında en kalabalık toplumun Samiler olduğu biliniyor. Bu yıllarda Vikinglerle sürekli savaş halinde olan Samiler, Vikingler tarafından kutup dairesi dolaylarına doğru sürülürler. Bir süre sonra dünyayı keşfe çıkan Vikingler, Samilerin ticaret ortağı haline gelirler. 17. yüzyıldan itibaren Norveç ve İsveç krallıkları tarafından, asimile edilmeye başlanan halk, animist geçmişlerini bırakarak, Hıristiyanlığı seçmeye zorlanır, dillerini konuşmaları yasaklanır. İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya ulusal sınırlarının çizilmesinden sonra, Samiler yaşamak zorunda oldukları ülkenin kültürüne ve diline adapte olmak zorunda kalırlar. 1956’da Finlandiya, İsveç ve Norveç te yaşayan Samiler, Kuzey Sami Konseyini kurduktan sonra hakları için mücadele etmeye başladılar ve bugün bu ülkelerde resmi olarak azınlık statüsünde olsalar, dillerini ve kültürlerini okullarında öğrenebilseler de, halen toprak ve doğal kaynaklar konusundaki mücadeleleri devam ediyor. 11 Aralık 2006 günü yayınlanan Banu Avar’la Sınırlar Arasında İsveç’in Nobeli bölümünde (TRT) 1900′lü yıllarda soykırıma uğradığı ve zorla kısırlaştırıldığı iddia edilmiştir
Lapon Müziği
En bilinen Sami müzikleri, İngiliz edebiyatında da rastlanan “joik”lerdir. Joiklerde taklit önemli bir yer tutar. Sözleri özellikle ruhani konularla ilgilenir. Lavu denen diğer bir şarkı türünün şiirsi sözleri vardır. Vuelie’ler ise bir kişi ya da olayın müzik eşliğinde anlatılmasıdır. Bu üç müzik türü de halen Samiler arasında biliniyor. Genç kuşaklar ise modern ritm aletleri ile müziklerini besliyorlar. Yerli çalgılar son derece ilkel. Bir ağaç parçasına ya da bir boynuza tel gerilerek yapılıyor. Müzisyen, telin boyu ve gerginliği ile oynayarak nota üretiyor.
Samiler, Enigma isimli müzik grubunun kendi müziklerini tanıttığını düşünüyorlar. Ayrıca ünlü caz saksafoncusu Jan Garbarek’in “Legend Of The Seven Dreams” albümünde Sami melodileri Finlandiya’da yaşayan Sami sanatçı Nils-Aslak Valkeapää’nın eşliği ile çalınıyor. Yine Norveç’te yaşayan Marie Boine de Peter Gabriel’in albümlerinden tanınıyor. Sami müziğinde Şaman ayinleri de önemli bir yer tutuyor.