2012 yılı kehanetini duymayan kalmamıştır, herhalde ve elbette ki Mayaların meşhur takvimini. Kehanete göre; “Beklenen Tufan Yılı” olarak kabul edilen 22 Aralık 2012 yılında ne gibi değişimlerin yaşanacağı ise en önemli merak konusudur.
Tahminlere göre, 2000’li yılların ilk çeyreğinde bir zamanlar yaşanan tufanın bir benzeriyle karşılaşılacak. Uzmanlar, uzun yıllardır manyetik alandaki bir değişimin büyük doğal afetlere neden olacağına inanıyor. Bunların çoğu tarihte olageldiği üzere belli periyotlarda tekrar eden fenomenler gibi görünüyor. Bununla beraber dünya hiçbir zaman bu kadar yoğun nüfuslu olmamıştı. Bu nedenle, son tufan, insanlık için tahmin edilemeyecek ölçüde hasara neden olabilir.
Amerika’nın doğu ve batı sahilleri boyunca uzanan geniş alan, Atlantis gibi suların altında yok olacak. Aynı zamanda Avrupa’nın birçok sahil şeridi de bundan büyük ölçüde etkilenecek. Beklenen bir diğer büyük değişiklik ise, iklimler üzerinde kendisini gösterecek. Bilim adamı Cayce, kutupların yer değiştireceğini ve böylelikle bugünkü kutup ve tropik bölgelerde iklimsel değişimleri yaratacağını söylemişti. 1900’lü yılların sonlarında elde edilen bilimsel veriler de buna benzer bir senaryoyu ortaya koyuyor. Tüm bu kehanet niteliğindeki tahminler, şu an yaşadığımız dünya çağının hemen hemen aynı tarihte yani M.S. 22 Aralık 2012 tarihinde biteceğine dair Maya inanışıyla örtüşüyor.
Mayalar 2012 için “zamanların sonu” dese de, bu ifadenin yok oluştan ziyade fiziksel bir değişimi kast ettiği savunuluyor. Onlara göre, bu tarih insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak, yani içinde bulunduğumuz çağ sona erecek ve yeni bir çağ başlayacak. Büyük tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz.
Peki bilim cephesinde açıklanan gerçekler neler? Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (kuzey ve güney kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı. Dünyanın manyetik alanının belirli periyotlarla nasıl değiştiği bilimsel çevrelerce açıklandı. Şu anda dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan Mayalar bunu biliyordu. Konunun bir diğer yanı da Mayaların bununla da yetinmeyip gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmalarıdır. Bu şifreye göre, dünya için 2012 yılı çok önemli ancak bu tarihlemede iki yıllık bir hata payı bulunabileceği de göz ardı edilmemelidir. Bunun sebebi, Maya Takvimi’nin bizim kullandığımız Gregoryen Takvimi’ne çevrilişinde M.Ö. 1’den M.S.1’e geçilmiş olmasıdır. Aradaki 0 atlanmıştır. Yaptığı araştırmada Astrofizikçi Cottarel de bu konuya dikkatleri çekmiştir.
Öte yandan, İngiliz Bilim adamları da dünyanın sonunun ne zaman geleceğini tespit ettiklerini açıkladılar. Yapılan açıklamaya göre, Güneş bir kızıl dev olarak genişleyecek, dünyayı kendisinden uzağa itmesine rağmen bu uzaklık yeterli olmayacak, dünya güneşin dış kabuğunun içine çekilerek korkunç sıcaklık içerisinde buharlaşıp yok olacak. İngiltere’deki Sussex üniversitesi astronomi bölümünden Robert Smith, “Güneşin çekimi ve dünyanın geleceği mesafe dünyanın tamamının buharlaşması için yeterli” açıklamasını yaptı. Sonuç olarak iki tarih veriliyor. Birincisi, dünyanın güneş tarafından yutulması 7,6 milyar yıl sonra gerçekleşecek. İkinci tarih ise, dünyadaki hayatın bundan çok önce yok olacağını gösteriyor. Sıcaklık artışı dayanılmaz olacağından ötürü şunun şurasında bir milyar yılımız kalmış durumda.
Bir ya da 7,6 milyar yıl sonra; dünyanın sonunun ne zaman olacağı hiç önemli değil, hayat devam ediyor ve devam ettiği sürece de insanlar hayalleri için yaşamaya devam edecekler.