IŞINLAR. Işık, *gözle görülen ışınlar yayar; ama ışığın içinde gözün göremediği ışınlar da vardır; bunlar ya dalga boyu çok kısa olduğu için (morötesi ışınlar) ya da -dalga boyu çok uzun olduğu için (kızılötesi ışınlar) gözle görülemez.
Morötesi ışınlar, derine girebilen yıkıcı ışınlardır (en tehlikelilerini ‘atmosfer durdurur). ‘Güneş’e çıplak gözle bakıldığında gözleri etkiler ve Güneş çarpmasına yol açar. Buna karşılık, bu ışınlar vücutta kemiklerin ve dişlerin gelişmesi için gerekli D ‘vitamininin oluşumuna yardımcı olur. Hastahanelerde bu ışınlar besinleri sterilize etmekte kullanılır. Flüorışıl maddeler, morötesi ışınlarla birleşince çıplak gözle görülebilen ışık yayar.
Kızılötesi ışınlar, Güneş’in gönderdiği ışınların büyük bölümünü teşkil eder. Morötesi ışınların tersine, bunlar atmosferde durdurulmaz. Fotoğrafçılıkta, geceleyin veya sisli havada resim çekmek için kızılötesi ışınlara duyarlı plakalar kullanılır. Bu ışınlar, değişik oranda soğuruldukları için laboratuvarlarda kimyacılar tarafından bazı maddelerin analizinde de kullanılır.
X ışınları’nı da Güneş yayar. Bunlar tehlikelidir ama hava tarafından durdurulur. Bunlardan özellikle has-talıkların tedavisinde (‘radyografi) yararlanılır. Taneciklerden (elektronlar, protonlar v.b.) oluşan kozmik ışınlar, *Evren’in derinliklerinden gelir. Atmosferden doğru bir çizgi halinde geçerek toprağa saplanır, 30 metre derine iner. Bu ışınların sayısı pek çoktur; her gün, 100 000′e yakın kozmik ışın vücudumuzdan geçerse de en ufak bir zarar bile vermez.
Radyoaktif ışınlar. Radyoaktif cisimlerin atomları, birkaç çeşit ışın çıkartır: alfa («) ışınlar pozitif elektrik yüklü taneciklerden, beta (f>) ışınları negatif yüklü taneciklerden oluşur; gamma (y) ışınlarıysa elektro magnetik dalgalardır.