Göktürkler

Göktürkler, Türklerin atlı uygarlık ya da bozkır uygarlığından yerleşik uygarlığa geçiş döneminde, Türk boylarının başına geçerek hüküm süren bir hakan sülâlesidir (552-745). Kurdukları devlete de Göktürk Devleti denir. Başkentleri Orta Asya’da Karakurum yakınında Ötüken kentiydi. Devlet başkanlarına «kağan», hakan soyundan olanlara «tigin» derlerdi. Devletin kuruluşunda kağan, Bumin’di. Ülkenin doğu kesimini yönetiyordu. Batı kesiminde ise kardeşi İstemi Kağan vardı, ama geleneğe göre o, doğu kağanına bağlıydı. Bumin öldüğünde yerine oğullarından biri değil, İstemi Kağan geçti. Göktürkler, saltanatı Avarların elinden alarak devletlerini kurmuşlardı. Bu iki kağan ve onların oğulları zamanında Göktürkler, doğuda Kıngan Dağları’ndan batıda Demirkapı’ya kadar bütün Orta Asya’ya egemen oldular. İran Sasanî hükümdarı Hüsrev Nuşırevan ile anlaşarak Çin ipek ticaret yollarını ellerine geçirdiler. Türk egemenliğinin batıda yayılmasında ve Batı Türkistan’ın Türkmen- leşmesinde önemli rol oynadılar. VII. yüzyılın ilk çeyreğinde bir durgunluk geçiren Göktürkler, Kutluğ ilteriş Kağan zamanında yeniden canlılık gösterdiler. Ama bu sırada doğudaki Çin tehlikesine, batıdan gelen ve Sasanî egemenliğine son veren bir de Arap tehlikesi eklendi. VIII. yüzyılın başlarında, 706’da Kapağan Kağan’ın komuta ettiği Türk ordusu Çinlileri yenerek Türk devletinin durumunu düzeltirken, batıda Kültigin Kağan ordusuyla Buhara yakınlarına kadar ilerledi (707). Böylece Türkler batıda Araplarla karşı karşıya geldiler. Kapağan Kağan 716′da ölünce oğullarıyla yeğenleri Bilge ve Kültigin arasında iktidar mücadelesi başladı. Yeğenler bu savaşı kazandılar ama, ayrılıkçı Türk boyları ve Çinlilerle uzun uzun uğraşmak zorunda kaldılar. Kültigin 731′de, ağabeyi Bilge Kağan ise 734’te öldüler. Geniş bölgeyi elde tutmak iyice güçleşti. Arap baskısına doğuda Moğol baskısı eklenince iç ayrılıkların da etkisiyle Göktürk Devleti son buldu (745). uygarlık Göktürkler dönemi, Türklerin bozkır göçebe uygarlığından yerleşik tarım uygarlığına geçiş dönemidir. Bu dönemde hayvancılığın yanı sıra tarım da yapılmış, etrafı duvarlarla çevrili kentler meydana getirilmiştir. Kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Göktürkler deri veya keçe çizme ve uzun kaftan giyerlerdi. Savaşırken başlarına tulga geçirir, uzun ve eğri kılıçlar kullanırlardı. Göktürklerin, Türk dilinin özelliklerine uygun bir yazıları vardı. 38 harften oluşan Göktürk ‘alfabesinde satırlar sağdan sola yazılırdı. Bu alfabe ile yazılmış olan Orhorı ve Yenisey yazıtları Türk dilinin VII. yüzyılda gelişmiş bir kültür dili olduğunu gösterir. Göktürkler Türklerin ulusal dini cilan Şamanlığa bağlıydılar. Başta Gök Tanrı olmak üzere doğa güçlerine taparlardı. Hakanın hizmet yetkisini Tanrı’dan aldığına inanılır, bu görevi iyi bir şekilde yerine getirmesinin de bir Tanrı buyruğu olduğu kabul edilirdi. Yazıtlardan anlaşıldığına göre Gök- türklerde ölen bir kimsenin ruhunun bir kuş gibi uçup gittiğine inanılır ve onun için «yuf» denilen törenler yapılır, ardından ağıtlar yakılırdı.