Fotoğrafçı ışıksız kaldığında kendini, susuz kalmış balık gibi hisseder; güneş kayıp olduğunda flaş, bu boşluğu doldurmak zorundadır. Ancak flaş, sadece bir ilkyardım ışığı değildir.
FinePix makinelerin dahili flaşları, kırmızı-göz etkinliğinde veya gölgelenen bir yüzü aydınlatmada güzel çözümler sunarlar. Ancak makineye bağlanan bir ek flaş, bilinçli ışık kullanımını mümkün kılarak fotoğraf tasarımını özgürleştirir.
• Işık yönetimi artık, makineden çıkan düz ışığa bağımlı değildir.
• Flaş menzili katlanarak, artar. Bazı makinelerde dahili flaş ile beraber kullanılabilir.
• Portre çekimlerinde, dolaylı ışık ile ve gölgesiz pozlandırma yapılabilir.
• Bir ön flaş, kırmızı gözleri azaltır. Ek flaş ile bu olgu tamamen ortadan kalkar. Flaş - objektif arasındaki mesafe arttığı için, göz tabakasında bulunan damarlar ışığı direk olarak yansıtmazlar.
• Örneğin, kırmızımsı ampüller bulunan bir ortamda patlatılan flaş, genel ışığı maviye doğru kaydırır (flaş, gün ortası ışığının, ısı derecesine sahiptir). Böylece netice, daha hesaplanır Hâle gelir. FinePix makinelerde, ek flaşın doğru kullanımını aşağıda anlatacağız:
Her tarafından ışık fışkıran bir kaynak
Ek flaşı, değişik şekillerde makineye bağlayabilirsiniz. En kolay yöntem flaşı, flaş ayağına takmaktır (örn.: FinePix S7000 veya FinePix S20 PRO). Çekim seçenekleri listesinde "External Flash - On (harici flaş -açık)" açtığınızda sadece ek flaş devreye girer, dahili flaş kapalıdır.
Ek flaşları, bağımlı (slave) flaş yöntemi ile, bütün FinePix makinelerde kullanmak mümkündür. Bu yöntemde flaş fiziksel temas ile değil, dahili flaş tarafından patlatılır. Makine gövdesindeki flaş patladığı anda, ışığa duyarlı bir hücre (fotosel) ile donanmış olan ek flaş, devreye girmesi için ötelenir. Böylece ek flaşı istediğimiz yerde ve pozisyonda, makine gövdesine bağımlı olmadan kullanabiliriz. Birisinin eline tutuşturabilir, kulisin aydınlanması için bir sehpanın üstüne koyabilir veya tavana bile asabiliriz.
Diğer bir seçenek olarak, bir flaş kızağı kullanabiliriz. Uzun kızak sayesinde fotoğrafçı, aydınlatma çapını arttırır ve çekim sahnesinin ışıklandırılması hakkında yaratıcılığını konuşturabilir. Burada da flaş, normalde, ışığa duyarlı hücre vasıtası ile patlatılır. Bu tür kullanımda (kırmızı göz önleyici) ön-flaşın devreye alınmaması gerekir, çünkü ön flaş patladığında, ek flaş da patlar ve esas çekim için hazır olmaz.
FinePix S3 PRO gibi üst-teknoloji cihazları flaşı, bir eşzaman (senkron) kablosu üzerinden veya flaş ayağına bağlanabilen bir ara kablo vasıtası ile de yönetebilirler.
Bu sâyede flaşı, bağımsızca yönlendirebiliriz; yani dahili flaş devre dışı bırakılır ve zorunlu öne yönlendirme ortadan kalkar.
Hangi diyafram değeri doğrudur?
Otomatik işlev olmadığında, beyin ve el gücü devreye girerler. Rehber sayı vasıtası ile, konunun uzaklığını da hesaba katarak, doğru diyafram değerini hesaplayabiliriz. Bu "rehber sayı" değeri flaşın, ISO 100 duyarlılıkta bir film kullanıldığında, ne kadar ışık verdiğinin başarım göstergesidir. Yani rehber sayı ne kadar yüksek olursa, flaş menzili o kadar artar. Diyafram değeri = Rehber sayısı : Mesafe
Konu ne kadar uzakta olursa, diyaframın o kadar açık olması gerekir.
Örn.: Rehber sayısı 34 olan bir flaşımız var ve konumuz 10m ilerde. Doğru diyafram değerimizin 3,4 olması gerekir.
Ancak flaşların çoğunun arkasında hazırlanmış diyafram cetvelleri vardır ve bizi sürekli hesap yapmaktan kurtarırlar.
Eşzaman (senkron) ile doğru zamanlama
Başarılı flaş kullanımının sihirli kelimesi "eşzaman"dır. Bu süre içinde, flaş patladığında perdenin tamamen açılması gereklidir. Bunun mümkün olduğu en kısa süreyi, eşzaman (senkron) olarak adlandırıyoruz. Geleneksel işleyen akrabalarının aksine dijital makineler, çok hızlı enstantaneleri de eşzaman olarak kullanabilirler. Bu konuda sorunlar olması, obdüratörlerin yapısı ile ilişkilidir.
Normal bir SLR makineden söz edersek bunların perde obdüratörleri vardır; örneğin FinePix S1 ve S2 PRO. Bu obdüratör türü iki perdeye sahiptir. Deklanşöre basıldığında ilk perde açılır ve ışık girer, süre (enstantane) dolduğunda ikinci perde kapanır ve ışığın geçmesini engeller. Flaşın ışık vermesi, perdenin açık olduğu süre tamamlanmadan, biterse (eşzaman uyumsuzluğu) fotoğrafta dengesiz pozlandırmadan kaynaklanan şeritler oluşur. Enstantane (perdenin açıklık süresi) için bir alt sınır vardır. Normal bir makinede CCD, belirli bir süre sonra kapatılır; yani en kötü durumda flaş ışığı geç kalmış olur.