Erdoğan'dan AB açıklaması
"Maastricht'in enflasyon kriterini de tutturacağız"
Erdoğan, 2012 ekonomik verilerine göre, Maastricht Kriterleri'ni Avrupa'da yakalayabilen tek ülkenin Almanya olduğunu ve bu kriterlere en fazla
yaklaşabilen ülkenin de Çek Cumhuriyeti olduğunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan, "Türkiye Avrupa Birliği üyesi olmadığı halde, Maastricht Kriterleri'ni tutturma zorunluluğu olmadığı halde, bölgede tıpkı Çek Cumhuriyeti gibi Maastricht Kriterleri'ne en fazla yaklaşabilen ülke olmuştur" dedi.
"AB hedefimizde bir sapma söz konusu değil"
Avrupa'nın güçlü bir küresel siyasi ve ekonomik aktör olmak istiyorsa Türkiye'den istifade etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Yaşanan küresel finans krizi Avrupa'nın Türkiye'ye olan ihtiyacını çok net şekilde ortaya koymuştur. Şunu da herkesin bilmesini isterim bizim hükümet olarak Avrupa Birliği hedefimizde bir sapma asla söz konusu değildir. Bu noktada bir gönülsüzlük içinde değiliz. Yeni arayışların peşinde değiliz ancak üzüntülüyüz. Ben Şanghay İşbirliği konusunu gündeme getiriyorum, bundan bazıları rahatsız oluyor. Ya niye rahatsız oluyorsun. Şanghay İşbirliği konusu Avrupa Birliği'nin alternatifi midir. O ayrı bir yapılanmadır, bu ayrı bir yapılanmadır. Niye rahatsız oluyorsun. Hiç rahatsız olmaya gerek yok. Onlarla ticari ilişkilerini Avrupa Birliği üyesi ülkeler gayet rahat bir şekilde götürebiliyor, yapıyorsunuz zaten. Niye rahatsız oluyorsunuz. Rahatsız olmayın. Ama Türkiye'de her türlü arayışın tabii ki içinde olacak. Niye, ayaklarımızın üzerinde duracağız, güçlü olmamız lazım bu adımları atmamız gerekiyor."
Müzakerelerin ilelebet devam edemeyeceğini ve sürüncemede bırakılamayacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Nereye kadar. 54 yıl kolay değil. 54 yıl sabır çeken Avrupa Birliği üyesi ülkeler içerisinde bir başka ülke yok sadece Türkiye var. Nedir, engel ne, neden dolayı. Bunların cevabı yok" dedi.
Erdoğan, 1,5 millyarlık İslam dünyasının da Türkiye'nin AB'de yer almasını istediğini söyledi ve bunun ciddi bir potansiyel olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, Avrupa'da tehlikeli şekilde tırmanan ırkçılığa karşı Türkiye'nin katkı sağlayabileceğine dikkati çekerek, ırkçılığın engellenmesinde Türkiye'nin çok önemli rolü olabileceğini dile getirdi.
ABD Büyükelçiliği saldırısı
Konuşmasında, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne yapılan saldırıya da değinen Erdoğan, kısa zamanda olayın nereyle bağlantılı olduğunu tespit etmelerinin kendilerini mutlu ettiğini belirtti. Bu saldırıya ilişkin karanlık noktaların, en kısa zamanda aydınlığa kavuşacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Bu ve benzeri olayların ardından biz bıkmadan, usanmadan Avrupa ülkelerine çağrılarımızı, uyarılarımızı yaptık, dayanışma mesajlarımızı ilettik. Açık söylemeliyim ki yaşanan onca acıya, yitip giden onca cana rağmen bu insanlık dışı terörün önlenmesi noktasında bazı Avrupa ülkelerinden hala gereken desteği alamıyor, gereken ciddiyete şahit olamıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de en kanlı cinayetleri işleyen teröristlerin, Avrupa ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabildiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Terör örgütünü yöneten, bu kanlı eylemleri organize eden zanlıları bildirmemize rağmen, eylemlerini delilleriyle ortaya koymamıza rağmen maalesef bu kişilere hiçbir şekilde dokunulmuyor. Bakın Cuma günü ABD Büyükelçiliği'ne saldırı düzenleyen kişinin, Almanya'da yaşadığı ve kaçak yollardan Türkiye'ye girdiği tespit edildi. Aynı şekilde Paris'teki suikastta öldürülen terörist İnterpol aracılığıyla aranıyordu. Almanya'da gözaltına alındığında iadesini istedik. Verilmedi. Fransa'da olduğu tespit edildiğinde Fransa'ya yazı yazıldı, cevap dahi gelmedi. Bunlara benzer çok sayıda örnekler var. Bana verilen cevap şu; bunların şu anda 4 bin yargı devam ediyor ve biz bunları takip ediyoruz. Takip etmeniz bana netice vermiyor. Niye bana bunları teslim etmiyorsun? Teslim et. Gerekli olan ne ise bunu biz yapalım. Çünkü bunun acısını çeken biziz, milletimiz. Bu konuda hep beraber terörle ortak mücadele vermeliyiz ki başarılı olalım. Bizim artık bu dikkatsizliğe, bu ilgisizliğe tahammülümüz kalmamıştır. Demokrasisiyle, insan haklarına saygısıyla, özgürlüklere yönelik güvencesiyle var olan Avrupa'nın, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere yönelik bu terör örgütleri ve teröristlerle artık arasına mesafe koyması gerekiyor. Her zaman söylüyorum. Bu terör öyle bir ateştir ki düştüğü yeri yaktığı kadar gün gelir kendisini tutan maşanın sahibini, kendisini tutan eli de yakar. Bu noktada artık Avrupa'dan samimi bir duruş bekliyoruz. Daha samimi bir dayanışma bekliyoruz."