2003'te 100 binde 42 gibi şaşırtıcı bir intihar oranına sahip olan Litvanya'dır. Bu da toplamda 1500 kişi yapıyor. Trafik kazalarından ölenlerden daha fazla ve 20 yıl öncekinin iki katı kadar.
İntiharda ilk ondaki yedi ülke Baltık ya da eski Sovyetler Birliği ülkeleri
Uluslararası bağlamda ele alacak olursak, Litvanya'daki intiharlar Britanya'daki rakamların altı katı, ABD'dekinin beş katı ve dünya ortalamasının üç katıdır. Kimse nedenini bilmese de, intiharda ilk ondaki yedi ülkenin Baltık ya da eski Sovyetler Birliği ülkelerinden oluşması ilginçtir. Belki de Litvanya'nın aynı zamanda en fazla sinir hastalıkları uzmanına sahip ülke olmasının sebebi de budur.
Baltık ülkeleri de dahil dünyanın her yerinde intihara en meyilli insanlar kırsal kesimde yaşayan erkeklerdir (genç ya da yaşlı fark etmez). Bu gayet anlamlıdır: Zahmetli bir tarlada vakit harcayan herkes; alkol, yalnızlık, borç, hava şartları ve yaradım isteyememenin (psikologların deyimiyle "çaresiz erkek" sendiomu) ateşti silahlar ve tehlikeli kimyasallarla biraraya gelmesi durumunda ölümcül sonuçlara yol açacağını bilir.
Çin ve güney Hindistan'da kadın intiharları daha yüksek
Bunun istisnası Çin ve güney Hindistan'dır. Buralarda kırsal kesimdeki kadınlar daha riskli konumdadır: Sırasıyla 100 binde 30 ve 148 oranlarında intihar görülür. Çin'de bunun nedeninin, genç gelinlerin, evlendikten hemen sonra çalışmak için şehre giden kocaları tarafından yalnız bırakılmaları olduğu düşünülür. Hindistan'da ise genç kız intiharlarının üçte biri, bu kızların kendilerini kurban etmelerinden kaynaklanmaktadır.
İntihar genel olarak yükseliştedir. Yılda bir milyon kişi kendini öldürmektedir, ya da kırk saniyede bir intihar ediliyor diyebiliriz. Bu bütün vahşi ölümlerin yarısı kadardır: Şu anda savaşlarda ölenlerden daha çok insan intihar ederek ölmektedir.
İsveç efsanesi
Diğer yandan, "çok sıkıcı bir yer, o yüzden orada herkes kendini öldürüyor" lafıyla başı belada olan İsveç artık listede ilk yirmide bile değil.
"İsveç intiharı" efsanesinin kesin tarihsel dayanağı, savaş sonrası yeniden inşa kargaşasının içinde kayboldu, fakat İsveçlilerin çoğu, İsveç'te (o zamanlar) yüksek olan intihar oranlarını, İsveç sosyal demokrasisinin güler yüzlü ve tehlikeli derecede anti-kapitalist eşitlikçiliğini kötülemek için kullanan ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower'i (1953-61) suçlamaktadır.