Altın oran veya altın makas nedir?

Mimar Sinan'ın yaptığı bir caminin, uçan bir balonun fotoğrafı ile ne alâkası olabilir? Bu sorunun cevabı eski çağlardan beri bilinen bir tasarım kuralıdır: "Altın Makas" Sadece deklanşöre basmakla yetinmeyip, fotoğraflarımızın bilinçli bir tasarım ürünü olmalarını istiyorsak, resim yapılandırması konusunu işlememiz gerekir. Netlik veya renk kalitesi gibi teknik içeriklerden bağımsız olarak konunun kesimi, ön ve arka planların tasarımı ve bunun gibi konular, bir fotoğrafın beğeni kazanmasında önemli olurlar. Burada en önemli rol, resim ögeleri düzenlemesine düşmektedir. Bir örnek: Günbatımı fotoğrafı, tatil resimlerinin vazgeçilmez konusudur ve yapılandırması şu şekilde olur: Ufuk, fotoğrafı yatay olarak ikiye böler ve bunun üstünde gene ortalanmış olarak, merkez yıldızımızın kor-kırmızı küre hâlinde görünümü yer alır. Bu tür fotoğraflar, kişisel anılar için değerli olmakla beraber, başka izleyiciler üzerinde sıkıcı ve önemsiz bir etki yapar. Ufuk çizgisini ve güneşi ortadan alıp, ufuk çizgisini karenin, alttan 1/3 bölümü hizasında ve güneşi sağ veya soldan 1/3 hizasında görüntülersek, bambaşka bir fotoğraf elde etmiş oluruz. Pekâlâ, aynı konuyu işlediğimiz hâlde, bu fotoğraf neden daha uyumlu ve ilginç geliyor? "Altın makas"ın kesim kuralı şöyledir: Kısa çizginin uzun çizgiye orantısı, uzun çizginin uzun çizgiye orantısı, uzun çizginin genel uzunluğa orantısı ile aynıdır. Bu resim yapısında, "altın makas" kesiminden söz ediyoruz. İstediğiniz sayıda insana, bir çizgiyi/şeridi - ortadan olmamak şartı ile - bölmelerini söylerseniz çoğunluk, 70:30 orantıda bölmeler yapar. Çizgi otomatik olarak iki parçaya bölünür ve bu bölümlerden küçüğünün, büyüğüne olan orantısı, büyük bölümün toplam uzunluğa olan orantısı ile, aynıdır. Konunun daha belirgin anlatımı için bkz. üstteki çizelge. Altın makas kuralı sadece çizgiler için geçerli değildir, alanlar da aynı orantılarda bölünebilir. Bu yöntem antik çağlardan beri bilinmekte ve "evrensel yapılandırma yöntemi" olarak, mimaride ve resim yapımında kullanılmakta. Bunların en önemli örneklerini antik çağlardaki tapınakların yanısıra, Mimar Sinan'ın eserlerinde de görebiliriz. Özellikle rönesans çağında "altın makas" yöntemi, tasarımlarda çok kullanılmış ve bu çağda "uyumlu bölme" adını almıştır. Pekâlâ bu bölünme, neden uyumlu olarak algılanır? Bunun nedenlerinden bir tanesi, doğada da - insanın vücût yapısı dahil - bu bölünme oranlarının varolmasıdır. Bir örnek, "altın makas" kuralının fotoğrafçılıktaki kullanımı hakkında, anlaşım kolaylığı sağlar. Konumuz: Batan güneşin önünde bir balon. Fotoğrafçı, iki nesneyi de "altın makas" kuralının bölmelerine göre ayarlamış. Balon tam olarak, üst ve sol bölmelerin kesiştiği yerde bulunmakta; güneş ise biraz sağa kaymış olmakla beraber, alt çizginin üstünde bulunuyor. "Altın makas" olgusunu oluşturan temel düşünce, kolay öğrenilir. Birkaç çekimden sonra fotoğrafın merkezi konularını (insanlar, yapılar), 70:30 bölme orantısı oluşturacak şekilde resim çerçevesi seçerek, fon önüne yerleştiririz. Buna rağmen: fotoğrafımızı, her zaman "altın makas" kuralına göre yapılandıracak değiliz. Modern fotoğrafçılık, geleneksel kuralların dışına çıkmayı seviyor ve bu şekilde başarılı olabiliyor. Kasten kuralları yıkarak, sürprizler ve şaşkınlık uyandıran çekimler yaratabiliyor. Kısaca; "Altın makas" kuralı, heyecan yaratan fotoğraflar çekmek için tek yöntem değildir ancak, temel kuralları bilenler "iyi" fotoğrafı anlamakta ve tanımakta zorlanmazlar