Ali Paşa (Kimdir, Biyografi)

Ali Paşa (Kimdir, Biyografi)
[caption id="attachment_1359" align="alignleft" width="180"]Ali Paşa (Kimdir, Biyografi) Ali Paşa (Kimdir, Biyografi)[/caption]Ali Paşa 1825 – 1871. GEÇEN yüzyılın Osmanlı politikacılarındandır. Beş defa Sadrazam, yedi İçere Hâriciye Nazırlığı etmiştir. Mehmet Emin Âli Paşa, İstanbul’da doğdu, Babası Mısırçarşılı Âli Rıza Efendiydi. On beş yaşında Divan-ı Hümayun kalemine girdi. 1835’te Viyana Elçiliği Kâtipliğine atandı. Çeşitli görevlerde bulunduktan sonra veremden öldü. Siileymani’ye Camn’nin yanında biiyük törenle toprağa verildi. Hayatı, diploması tarihimizde önemle okunuyor. MEHMET Emin, on beş yaşında devlet memurluğuna başlayınca kısa zamanda kendi kendine Fransızca öğrenmiştir. Adının Mehmet Emin Âlî’ye çevrilişi bu büroda olmuştur. Bir buçuk yıl Viyana’da elçilik kâtipliği yaptı. Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa kendisini koruyordu. Âli’nin yazdığı notaları Fransızlar çok beğeniyorlardı. Kaligrafisi güzeldi. Divan-ı Hümayun tercümanlığına alındıktan sonra Londra’ya sefaret müsteşarı olarak gönderilmiştir. Daha sonra Hariciye Müsteşarlığında bulunmuş, 1841′de, Londra Büyükelçiliği’ne getirilmişti. Üç yıl bu görevde kaldı. Koca Reşit Paşa Sadrazam olunca 1846′da Hariciye Nâzırlığı’na tayin edildi. Kaderi, Paşa’ya bağlıydı sanki. Paşa Sadrazam olunca Âli’ye de iş veriyor, onun yerine başkası Sadrazam olursa Âli de işinden atılı- yordu. Nitekim, Reşit Paşa’nın koruyuculuğunu görmüş Keçecizade Fuat Paşa da, Şinasi de aynı muameleyle karşılaşmışlardır. Çok genç yaşta ileri mevkilerde bulunan Ali Paşa, aynı zamanda Encümen-i Dâniş adiyle kurulan bilim kurulunda da görev almıştır. Reşit Paşa Ölünce, henüz otuz iki yaşındayken, 1857′de Sadrazam ol-muştur. Bir yıl sonra ise o zamanın âdeti üzerine, Sadrazamlıktan azledilenlere valilik verilerek İstanbul’dan uzaklaştırıldıkları için o da Bursa Valiliği’ne getirilmiştir. İzmir Valiliği, Tanzimat Meclisi Reisliği, Paris Kongresinde birinci murahhaslık gibi önemli işlerde bulundu. Abdülmecİt zamanında bir daha Sadrazamlığa getirildi. Sultan Abdülâziz tahta çıkınca iki defa daha Sadrazam tâyin olundu. Mehmet Emin Âlî Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’ nun pek kritik günlerinde Sadrazamlık yaparak gemiyi batmaktan korumağa çalışmış değerli devlet adam- larındandı. Ama bilhassa Sultan Aziz’in tam manasıy- le despot yönetimine karşı başlamış olan meşrutiyet idaresi isteklerini bağdaştırmayı başaramamış, gizli ihtilâl cemiyetlerinin doğmasına, Yeni Osmanlılar’ın mücadelesine yol açmıştı. Aslında bu hareket, asıl, Mısır’daki «Hidivlik» meselesindeki usul değişmesinden doğmuşsa da hedef, gayet tabiî olarak padişah ve Sadrazamdı. Âli Paşa, temkinle bunlara karşı koymağa ve idare etmeğe, biçimine getirip hepsini İstanbul’dan uzaklaştırmağa çalıştıysa da Avrupa’ya kaçmalarını önleyemedi. İstanbul’da yabancı, bağım sız postaneler vardı ve yurt dışındakiler, bu kanaldan içeriye her türlü evra”kı sokuyor, buradakiler- le bağlantı kurabiliyorlardı. Bu üzüntüler, sonunda paşayı verem edip yataklara düşürmüştür. Tarihî kayıtlara göre, veremden yüzü sapsarı, zaman zaman ateşler içinde yanarak gene işinin başına gelen ve durup dinlenmeden çalışan Âli Paşa, bu enerjisiyle de, diğer devlet adamlarına daima örnek oluyordu. Hattâ, son nefesini verinceye kadar çalıştığı di gerçektir. Yabancı ülkelerle yapılacak anlaşma ve kongrelerdeki siyasî tutumu Paşa’ya haklı bir politika şöhreti kazandırmıştı. Ama bu şöhret onun dinamik bir politikacı olmasından çok zekâsını, bilgisini oyalayıcı yolda kullanmaktaki hünerinden ileri geliyordu. Yoksa Tanzimat Devrinin ikinci yarısında verilen tavizlerin büyük kısmında onun mührü bulunacaktı. Mehmet Emin Âli Paşa’yı yıpratanlar arasında, Mısırlı Fazıl Mustafa Paşa başta gelmektedir. Hıdiv- lik ümidini kaybeden Fazıl Mustafa Paşa, servetini bu yolda harcayarak Padişahı ve Sadrazamını devirmek maksadıyle Avrupa’ya kaçan Yeni OsmanlIları beslemekten bir an geri durmamıştır. Çok bilgili bir insan olan Âli Paşa, devlet idaresinde olduğu kadar savaş idaresinde de beceriksizlikler yaptı. Girit’in elden çıkmasına yol açan isyanı bir türlü bastıramadı. Bu sebeple, «Girit’i Yunanlılara peşkeş çekti» diye aleyhte propagandalara hedef oldu, Rakibi Ziya Paşa: «Ömründe askerlik etmediği halde başkomutanlık kılıcı kuşandı, bir yıl Girit’i abluka etti ama sonunda bir külüstür Yunan gemisi esir alabildi» gibi küçültücü sözlerle dolu mükemmel bir hiciv eseri olan «Zafernâme»yi yazmış, boyunun kısalığından kinaye «Allah boyu kadar ömrünü uzun etsin» diye bir duâ ile şiirini bitirmişti. Bu da, Mehmet Emin Âlî Paşa için son darbe oldu. Bununla beraber Girit’e kadar kışta kıyamette gittiği halde, Rusya’nın kışkırttığı isyancılarla bir türlü anlaşamamıştı. Âli Paşa, son sadrazamlığında, kendisine muhalif olanlar hakkında af çıkartmış, ama bunların bir kısmı, o ölmedikçe memlekete dönememişlerdir. Âli Paşa, 56 yaşında yani en verimli çağında veremden vefat ettiği zaman Türk Diplomasi Tarihi, büyük bir şahsiyeti kaybetmiş oldu.