30 yılda 35 bin 576 kişi öldü!
TBMM Terör Alt Komisyonu’nun tamamladığı raporda ‘İmralı sürecine devam’ önerisi çıktı. Oluşan fırsat penceresinin iyi değerlendirilmesi istenen raporda, 30 yılda 7 bin 918 şehit verildiği, 35 bin 576 kişinin de yaşamını yitirdiği bildirildi.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Terör Alt Komisyonu, raporunu tamamladı. Raporda, son 30 yılda PKK’lılar da dahil 35 bin 576 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edilirken, 386 bin kişinin de göçten etkilendiği bildirildi.
Terör sorununun çözümü için 19 önerinin çıktığı raporda, çok sayıda şehit yakını, gazi, ölen PKK’lıların ailelerinin de görüşleri yer aldı. Raporda yer alan tespitlerden bazıları şöyle:
- 7 BİN 918 ŞEHİT: Terör nedeniyle son 30 yılda 7 bin 918 kamu görevlisi şehit oldu. 1984-2012 yılları arasında ölü ele geçirilen PKK’lı sayısı 22 bin 101. Bu dönemde 5 bin 557 sivil de hayatını kaybetti. PKK’nın iç infazlarının sayısı ile faili meçhul cinayetlerin sayısı bilinmiyor. Ancak iki bin ile 17 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.
- 386 BİN 360 KİŞİ GÖÇ ETTİ: 18 Kasım 2011 itibarıyla er statüsünde 8 bin 543, iştirakçi statüsünde 6 bin 483 ve köy korucusu statüsünde 5 bin 34 olmak üzere toplam 20 bin 60 kişi SGK’dan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alıyor. Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde 2011 itibarıyla toplam 359 bin 249 başvuru yapıldı. Bunlardan 297 bin 143’ü neticeye ulaştırıldı. 2 milyar 659 milyon 967 bin 285 TL ödenek kullanıldı. 14 ilde 62 bin 448 hanede 386 bin 360 kişi köylerinden göç etmek zorunda kaldı.
- KÜRTAJ VURGUSU: Terör ve terör eylemleri, maruz kalanlar açısından tarifi zor acılara ve travmalara sebep olmaktadır. Bu travma kişilerin aileleri, akrabaları ve yakın çevrelerine de sirayet ederek genişlemekte ve en nihayetinde bütün toplumda derin bir etki bırakmaktadır... Yaşam hakkını, kürtajdan başlayarak kaybolmalar, intiharlar, ötenazi ve yardımla ölüme kadar varan geniş bir yelpazede ele alınır hale getirmiş, bunun yanında devlete, yaşam hakkını ihlal potansiyeli bulunan ortamları yok etme yükümlülüğünü vermiştir.
- TEK YÖNTEM YOK: Terör konusuna çözüm sağlamak yolunda, bütün dünyada geçerli ‘En İyi yaklaşım’ bulunmadığı gibi, bütün terörü bir anda önleyebilecek tek yöntem yoktur. Terör gibi nedenleri ve ortaya çıkaran dinamikleri itibarıyla karmaşık bir olguyu çözmek için genel dünya tecrübesinden faydalanmak kadar, ülkemiz özelinde ortaya çıkan etmenleri iyi tahlil edebilmek ve ona özgü çözüm yöntemleri geliştirebilmek gerekmektedir.
Teröre çözüm önerileri
Raporda dikkat çeken şu 19 öneri yer aldı. Önerilerden bazıları özetle şöyle:
- YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLSİN: Bölgede eskiden olduğu gibi tarım ve hayvancılığın yapılabilmesi yönünde adımlar atılmalı. Bölge ekonomisini canlandırabilecek sınır ticareti gibi imkânların düzenlenerek hukuki ve meşru yollardan yapılabilmesine fırsat sağlayacak serbest bölge benzeri yerler ihdas edilmeli...
- PKK’LILARI KAZANALIM: Terörden etkilenen her kesimi kucaklayarak bu suretle onları çözüme katkı verecek şekilde değerlendirilmesi yaklaşımının esas alınmalıdır.
- YENİ ANAYASA: 12 Eylül 1980 darbesinin izlerini taşıyan 1982 Anayasasına son verecek yeni Anayasa çalışmalarının önemi büyüktür.
- VALİLERE GÖREV: Merkezde Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun koordinesindeki çalışmaların ilgili bakanlık kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilmesi kadar illerde valiliklerin İl’e özgü önlemler ve çözüm yolları geliştirerek uygulamaları bu noktada etkili olacaktır.
- ASKER SİVİLE BAĞLI OLSUN: Terörle mücadelenin ihtisaslaşmış birimler tarafından yürütülmesi, sınır yönetiminin sivil ve uzmanlaşmış bir birim tarafından gerçekleştirilmesi, iç güvenlikte silahlı kuvvetlerin kullanılmasının zorunlu olduğu durumlarda uzmanlaşmış birimlerinin mülki yönetim emrinde ve koordinesinde çalışması, jandarma ve sahil güvenlik birimlerinin iç güvenlik birimi olarak tanımlanarak İçişleri Bakanlığı ile bağlılıklarının kuvvetlendirilmesi de güvenlik yönetimi açısından önemli hususlar olarak belirtilebilir.
- MEDYAYA UYARI: Terör olaylarının kamuoyuna duyuruluşun-daki iletişim problemleri düzeltilmelidir. Halkın haber alma özgürlüğü ile terör örgütünün eylem yaparak toplumda dehşet ve korku yaratma amacına dikkat etme arasında nerede durulacağı, haberlerin nasıl bir üslup görüntüleme ile verileceği hususları önemli bir hassasiyet alanıdır.
- PKK’LI İLE SİVİL AYRILSIN: Kimliklere ilişkin yasakçı tutum, terörün bölgede yeşermesine zemin hazırlıyor. Kürt halkı ile terör örgütü mensuplarını ayırt etmeyen tutum, davranış ve pratikler de ne yazık ki terörün bölgede gelişmesine katkıda bulunmuştur.
- PARTİLER ÜSTÜ ANLAŞMA: Sorun partiler üstü bir anlayışla ele alınmalı, siyasi mutabakatla parlamento çatısı altında siyasi ve demokratik zeminler kullanılarak çözüme kavuşturulmalıdır.
‘İmralı kapısı iyi değerlendirilsin’
Raporda, İmralı süreci ima edilerek, “Komisyonumuz; çözüm için aralanan kapının ve oluşan fırsat penceresinin iyi değerlendirilerek, terörün yaşanmadığı, terör kaynaklı yaşam hakkı ihlalinin meydana gelmediği, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının en gelişmiş haliyle hayat bulduğu ve bunun hayatın her alanına yansıdığı, hepimizin gurur duyduğu, insan hakları alanında en ön sırada yer alan bir Türkiye oluşturmayı halkımızın hak ettiği nihai bir temenni olarak bildirmeyi, süreç içinde dinlediği acılı insanların kendisine yüklediği en önemli görevi kabul etmektedir” tespiti de yer aldı.