Usta tiyatrocu Müjdat Gezen’in sahneye koyduğu “1881” adlı tiyatro Atatürk’ün ölüm yıldönümünün anıldığı Kasım ayında sahnelenecek. Gezen’in yaklaşık bir yıldır, bu iddialı ve tehlikeli bir senaryo üzerinde çalıştı. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün hayatından önemli kesitlerin yansıtıldığı oyunun senaryosu da Müjdat Gezen tarafından kaleme alınmış. Gezen senaryoyu yazarken çok sayıda kitap okuyarak altını çizdiği sayfa toplamının 10 bini geçtiğini söylüyor.
“1881-…” adını verdiği oyunun müziklerini Zülfü Livaneli, kostümlerini Faruk Saraç, dekorlarını ise eşi Leyla Gezen yapıyor. Dev yapımdaki 107 karakteri, 35 oyuncu canlandırıyor.
Çok iddialı dekorları olan “1881-…”de Bandırma Gemisi’ni sahnede görmek mümkün. Bazı bölümleri ise filmler ve görsel efektler eşliğinde izleyecekler.
Müjdat Gezen’in “Hayatımın Oyunu” dediği “1881-…” 29 Ekim’den itibaren seyircisiyle buluşacak.
Şimdi senaryodan bazı bölümleri birlikte okuyalım:
Antalya açıkları… İtalyan Donanması… (İç ses anlatımı)
İtalya’nın faşist diktatörü Benito Mussolini, Antalya’ya göz dikmiştir… Atatürk, kanla alınmış bu toprakları geri vermek niyetinde değildir haliyle… Bir bahar günü motoruyla Antalya sahillerinde dolaşırken, ileride, toplarını sahile çevirmiş İtalyan donanması, kuru sıkı ile talim yapmaktadır. Aslında bu bir nevi gözdağıdır…
ATATÜRK: Ver şu dürbünü bakayım. KAPTAN: Buyurun Paşam. ATATÜRK: İtalyan donanması… KAPTAN: Tatbikat yapıyorlar Paşam. ATATÜRK: Öyle mi… Direğe Cumhurbaşkanlığı forsunu çek. KAPTAN: Paşam? ATATÜRK: Forsu çek dedim. KAPTAN: Emredersiniz paşam. ATATÜRK: Şimdi tam yol bu donanmanın içine dal! KAPTAN: Paşam? ATATÜRK: Sana tam yol donanmanın içi ne dal dedim.
KAPTAN: Emredersiniz paşam.
İTALYAN SUBAY: “PRESİDENTE ATATÜRK ARRİVA…” Cumhurbaşkanı Atatürk geliyor… “DRİTTA İNDİETRO” Tam yol tornistan!..
DÜMENDEKİ; ER: Tam yol tornistaaan… KAPTAN: Kaçıyorlar paşam. ATATÜRK: Kaçmıyorlar canım, memleketlerine geri dönüyorlar…
ANLATAN: Türkler Müslüman olduktan sonra ilk 2 yüz yıl, dinlerini kendi dilleriyle dile getirdiler. Duaları kendi dilleriyle okudular. Sonra birden ne olduysa Arapça girdi işin içine. “Allah, dini Arapça gönderdi, Cennet dili Arapçadır” sözlerini yayanlar, insanları inandırdılar. Oysa Avrupa’da ilk Kur’an tercümesi 1141 yılında yapıldı. 1513’te İtalyanca’ya, 1616’da Almanca’ya, 1647’de Fransızca’ya, 1648’de Üngilzce’ye çevrildi. Mısır Meclisi 1936 yılında Müslüman ülkelere, kendi dili ne tercüme etme iznini verdi… Atatürk bunu ilk gerçekleştiren liderdir. Elmalılı Hamdi’ye ilk tefsiri yaptırmıştır…
YABANCI BİR GAZETECİ, ATATÜRK’LE RÖPORTAJ YAPMAKTADIR
GAZETECİ: Efendim sizin Tanrı ve din konusundaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz?
ATATÜRK: Allah’a inanmayan ve dini olmayan toplumların yaşayabildikleri tarihte görülmemiştir.
GAZETECİ: Din?
ATATÜRK: Bizim dinimiz son dindir, yüce ve kutsal bir dindir. Peygamberimiz büyük ve kutsaldır. Senin benim isimlerimiz bir gün unutulur gider. Ama o sonsuza kadar yaşayacaktır.
GAZETECİ: Dine karşı olduğunuz söylentileri için ne dersiniz?
ATATÜRK: Bunları söyleyen biri dine karşı olabilir mi? Ben dine değil din tüccarlarına karşıyım… Ama yaşadıkça göreceksiniz ki, bunlar her devirde vardır ve var olacaktır.
GAZETECİ: Büyük Millet Meclisi’ne siz özellikle din adamlarını aldınız. Bunun bir nedeni var mıydı?
ATATÜRK: Orası milletin temsil edildiği bir yerdir. Elbette ki din adamlarımız da orada bulunacak. Yeter ki iki işi birbirine karıştırmayalım.
GAZETEC;: Toplumunuz bu konuda nasıl?
ATATÜRK: Türk milleti zekidir. Ama din istismarcılarına daima inanmıştır. Buna izin vermemek gerekir.
GAZETECİ: Son bir soru efendim: Siz diktatör müsünüz?
ATATÜRK: Eğer ben diktatör olsaydım; sen bu soruyu bana soramazdın!
Ankara da ilk kez 17 Kasımda Ankara Halk Tiyatrosu girişimi ile seyirci ile buluşuyor. Oyun İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli noktaların da turneye çıkacak.
Nazım Hikmet Sanat ve Kongre Merkezi
Bilet Fiyatları;
50 TL, 40 TL, 30 TL