Edebiyat Ve Toplum
Edebiyat; Kelimenin kökünden de anlaşıldığı gibi edeb yani ahlak terbiyeden geliyor. Edebiyat insanın her alanında vardır. Yaşadığı yerde, gittiği yerde, bir toplumda, çalıştığı sektörde? Yani her alanda edebiyat vardır.
Mesela Şiir Edebiyatın vaz geçilmez unsurlarından bir tanesidir. Şiir: Duygu ve düşünceleri sanatsal bir biçimde ifade etmenin en iyi yöntemidir.
Örneğin; Kişi sevdiğine seslenmek, ona duygularını ve düşüncelerini ifade edebilmek için en iyi yöntem olarak şiiri seçer. Şiir de konu kısıtlaması yoktur, her türlü konuyu işler.
Edebiyat sosyal ve kültürel alandan etkilenir, etkisini bu alanda gösterir. Mesela dönemin sosyal yaşantısını, olumlu ve olumsuz yönlerini ele alır. Bunları Makale, Deneme, Fıkra vb. Sanatsal metinlerle ifade eder. Okurlar bu yazılardan olumlu yada olumsuz bir biçimde etkilenir, yaşantısını ve hayatını bir şekilde yönlendirir.
İnsanlar gezip farklı kültürleri görmekten hoşnut olur. Bu gezilip gidilen yerlerin çeşitli özelliklerini anlatan yazılarada “Gezi Yazısı” denir.
Gezi yazıları; bir yeri gezecek olan kişiyi gideceği yer hakkında olum yada olumsuz şekilde yönlendirir. Kişinin o yerin özellikleri hakkında bilgi sahibi olmasına büyük bir katkı sağlar.
Ayrıca Edebiyat?ın Tarih bilimi ile de ilişkisi vardır. Tarih bilimine ışık tutan edebi kaynaklar vardır. Bunlar eskide yaşamış medeneyitlerin kültürünü, sosyal yaşantısını, ekonomisini ve çeşitli faaliyetleri hakkında bize bilgi verir.
Kısacası Edebiyat; Hayatımızla, kişiliğimizle, kültürümüzle, yaşantımızla, beraber parçalanmaz bir bütündür. Edebiyattan vazgeçmek mümkün değildir. Biz vazgeçsek bile o bizden vazgeçemez.