Türkiye’de her yıl 175 bin kişiye kanser teşhisi konuyor
Doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebiliyor. Çevresel etkenlerin yüzde 90-95 oranında etkili olduğu kanser oluşumunda; kötü beslenme, sedanter yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrolü kanser görülme sıklığını azaltıyor.
‘Kanser bir sağlık sorunudur’, ‘Kanser gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır’, ‘Kanser ölüm demektir’, ‘Kanser benim kaderim, ondan kaçamam’ şeklindeki yanlış inanışların aksine, kanserin sosyal ve ekonomik yönleri de bulunuyor. Her yaşta görülebilen kanser, gelişmekte olan ülkeleri de etkiliyor. Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılabiliyor. Türkiye’de tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılıyor ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabiliyor. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebiliyor.
TÜRKİYE’DE KANSER KONTROLÜNE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR İSE ŞÖYLE:
Açıklamaya göre, Türkiye’de kanser kontrolüne yönelik yapılan ve yapılacak çalışmalardan satır başları ise şöyle:
-Kanser kayıtçılığında, dünya nüfusunun yüzde 8’i takip ediliyor. Türkiye’de toplam nüfusun yaklaşık yüzde 27’si kanser gelişimi açısından aktif takip altında bulunuyor. İstanbul ve Mersin’de kurulan aktif kanser kayıt merkezleri ile birlikte aktif kanser kaydındaki oran ülke genelinde yüzde 50 seviyelerine ulaşacak.
- 2013 yılında, Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı ile Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı hayata geçirilecek.
- KETEM’lerde, meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz veriliyor. Ayrıca, Mobil KETEM araçları yurt içinde yaygınlaştırılacak. Kanser taramaları 2013 yılında tüm illerde Aile Hekimliklerine entegre edilecek.
-Kanser tedavisi olan vatandaşların ağrı kontrolünde kullanılan morfinlere ulaşabilmeleri için merkezi olarak uluslararası morfin ithalatı ve yerli morfin üretim çalışmaları başlatıldı. Benzer şekilde ilk defa ulusal ilaç firmalarımızca yerli kemoterapiler üretilmeye başlandı.
-2012 yılında pilot uygulama olarak bazı merkezlerde başlatılan Palyatif Bakım üniteleri yurt genelinde yaygınlaştırılacaktır. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde 200’ün üzerinde palyatif bakım merkezi kurulması hedefleniyor. Böylece kanserle mücadele eden ve hayatının son günlerini yaşayan vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılayan, fiziksel, ruhsal, psiko sosyal ve maddi açıdan destekleyen bir sağlık sistemini kurmuş olacak.