Kış aylarında zayıflayan vücut direnci sebzelerle dengelenmeli
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitlileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Dursun, Hipokrat'ın 'İlacımız yemeklerimiz, yemeklerimiz ilacımız olmalı' şeklindeki meşhur sözünü hatırlatarak, insanın sağlıklı yaşayabilmesi için besin değerlerinden dengeli bir şekilde almanın şart olduğunu ifade ediyor. Sebzelerin besin değerleri bakımından sekiz gruba ayrıldığını hatırlatan Dursun, bunları karbonhidratlar, proteinler, yağlar, selüloz, mineral maddeler, vitaminler, hormon ve enzimler olarak açıklıyor. Bunların dengeli bir şekilde almanın şart olduğunu kaydeden Dursun, karbonhidrat bakımından zengin olan sebzeleri de havuç, alabaş, kök maydanozu, turp, kök kerevizi, tatlı patates, yer elması, soğan ve sarımsak olarak sıralıyor.
Kalp ve damar sertliği olan insanların hayvansal proteinler yerine bitkisel proteinleri tercih etmesi gerektiğine dikkat çeken Dursun, “Çünkü insan vücudu bitkisel proteinleri depolamadan dışarı atıyor. Bu tür sebzeler protein bakımından fakirdirler, ancak proteinlerin sentezinde önemli rolü olan amino asitlerce zengindirler. Tanesi yenen fasulye, börülce, bakla gibi sebzeler ve mantarlar protein yönünden, yaprağı ve çiçeği yenen lahana, brokoli, karnabahar vb. gibi sebzeler ise amino asitlerce zengindirler. Ayrıca birçok sağlıklı beslenme programlarında ve sindirim bozukluğu olan kişiler kütin, selüloz ve hemiselüloz yönüyle zengin olan sebzeleri tercih etmeleri gerekiyor.” dedi.
Dursun, sebzelerin insan organlarının oluşumu ve fonksiyonel işleyebilmesi için demir, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, sodyum, kükürt, silis, iyot ve bakır gibi mineraller taşıyan sebzeleri mutlaka tüketmeleri gerektiğini dile getirdi. Dursun, kemik sağlığı için görme bozukluğu yaşanmaması, cildin kurumaması, saçların dökülmemesi ve tansiyon yükselmemesi için havuç, salatalık, marul, ıspanak, tere, pazı, beyaz baş lahana, domates ve yeşil biber gibi A vitamini yönüyle zengin olan sebzelerin bolca tüketilmesini tavsiye etti. Sinir bozukluğu, kulak çınlaması, kukla ağrısı ve tansiyon düşüklüğü yaşamamak için de ıspanak, lahana, bezelye ve domates gibi B2 vitamini içeren sebzelerin yenilmesi gerekiyor.
Prof. Dr. Atilla Dursun, bazı vitamin eksikliğinin insan vücudunda yol açtığı hastalıkların önlenmesi için alınacak tedbirleri ise şöyle sıraladı: "Kansızlık, sinir yıpranması ve kalbin zayıflamasını istemiyorsak B6; saç dökülmesi, halsizlik, dirençsizlik, diş kanamaları, skorpit ve tansiyon yükselmesine karşılık C vitamini; yaşlılığın geciktirilmesi, hücre yenilenmesi, sinir ve adalelerin kısalmaması, kısırlığın önlenmesi ve erkeklerde cinsel gücün zayıflamaması için E vitamini; kanın pıhtılaşmaması ve özellikle burun, dil, mide ve bağırsaktaki kılcal damar çatlamalarını önlemek ve kanamaların tez durdurulabilmesi için lahana, karnabahar, havuç, ıspanak ve patateste bulunan K vitamini alınması gerekiyor.”
"NEFSİMİZİN DEĞİL, VÜCUDUN İSTEKLERİNE KULAK VERELİM"
Gıda mühendisi Servet Arı, insan ömrünün uzun olması ve ağız tadının kaçmaması için nefsi yerine vücudunun isteklerine kulak vermesi gerektiğini dile getirdi. Dengeli beslenmek için mevsimsel ürünlerin tüketilmesini tavsiye eden Arı, “Yüce Yaratıcı insan vücudu ile mevsim ürünleri arasında muhteşem bir denge kurmuş. Allah kulları için en lüzumlu şeyleri en çok yaratmış ve en ucuza faydalanıyoruz. Kainatta hem bir ahenk hem kolaylık var, fakat işi zorlaştıran bizleriz, yani nefsimizin bitmeyen ve zamansız arzularıdır. Mesela şu an kış mevsimi, vücudumuzun soğuğa karşı daha dayanıklı olabilmesi için mutlaka mevsim sebzeleri yenilmeli. İlkbaharda ani sıcaklık değişimi ve bitkilerin tohumlanma, tozlanma dönemi olduğu için; vücudun ayak uydurabilmesi ve alerjik rahatsızlıklara karşı dayanabilmesi için kiraz ve vişne gibi meyvelere gerek duyacaktır. Sadece ilkbahar ve kış değil bütün mevsimler için aynı kaide her zaman geçerlidir.” açıklamasında bulundu.