Kemoterapi tedavisi gören hastaların moralini yükselten tesis
Merkez, manzaralı terası, kafeteryası, dev akvaryumu, kemoterapi alırken hastaların uzanabileceği şezlonglarıyla beş yıldızlı tesisleri aratmıyor. İki yıl önce açılan merkeze kanserden vefat eden Prof. Dr. Mustafa Samur’un adı verilmiş. AÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yaşam Kalitesini Destekleme Programı Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Bozcuk, merkezin kurulması sırasında sadece hastalığı değil, hastanın diğer sorunlarını da tedavi etmeyi amaçladığını söyledi. Ekip olarak hastayı olabildiğince mutlu etmeye çalıştıklarını ifade eden Bozcuk, "Türkiye’de robotik sistemi ilk kullanan ünitelerden biriyiz. Hastalarımıza kemoterapi ilaçları el değmeden robotik teknolojisi sayesinde hazırlanıyor ve hastalarımıza bu hizmet geri dönüyor." şeklinde konuştu. Hastalarına sanat, egzersiz ve grup terapileri vererek yaşam kalitesini arttırmayı hedeflediklerini kaydeden Bozcuk, bu konuda Avrupa’dan da maddi destek geldiğini bildirdi. Bu terapilere hastalardan ve yakınlarından da olumlu tepki aldıklarını aktaran Bozcuk, "Görüyoruz ki, bilimsel olarak da baktığımızda da hastalarımızın yaşam kalitesi ve mutluluk düzeyleri belirgin olarak bu destekleyici yaklaşımlarla artıyor. Bu, tabi bizim tedavimizin başarısını da artırıyor, çünkü amacımız bir noktada hastalarımızın en iyi düzeyde olması, hastalığını geride bırakması." diye konuştu.
HASTANEDE RESİM SERGİSİ AÇILDI
Sanat terapisi adı altında kemoterapi esnasında veya atölyede Resim Eğitmeni Cengiz Erdoğan eşliğinde resim yapan hastaların eserleri hastanede sergileniyor. Cengiz Erdoğan, tıbbi bir çalışma ile resim yapan hastaların hayat kalitesinin arttığını ve tedavi sürecine olumlu katkı yaptığını tespit ettiklerini söyledi.
Bir yıl önce kansere yakalanan Yusuf Öztepe de kemoterapi esnasında resim yapan hastalardan biri. Kemoterapi aldığını belirten Öztepe, "Resim, müzik gibi birçok sanat terapisine katılıyorum. Hastalık aleminden soyutlanıp, yaptığınız o resmin içinde bambaşka bir aleme gidiyorsunuz. Unutuyorsunuz hastalığınızı. Hastalığımdaki iyileşme süreci de şu an iyi gidiyor." dedi.
"ÖRGÜ YAPIP EŞİME DOSTUMA GÖNDERİYORUM"
Mukaddes Abaylı da terapilere katılarak moralini yüksek tutan hastalardan. Resim yapmayı çok sevmediğini ifade eden Abaylı, daha çok örgü işi ile uğraştığını belirtti. Devamlı örgü yapıp eşine dostuna gönderdiğini kaydeden Abaylı, hayatından gayet memnun olduğunu aktardı.
Bu terapileri devamlı yapacaklarını dile getiren Prof. Dr. Hakan Bozcuk ise hastalardan bununla ilgili hiçbir ücret almadıklarını hatta resim malzemelerini de kendilerinin verdiklerini kaydetti. Bozcuk, resim terapisi ile ilgili şunları söyledi: "Biliyoruz ki kanser rahatsızlığında hastalarımızın sosyal bağları da zarar görüyor. Evden çıkamıyor, yorgunluk oluyor, keyifsiz oluyor, tedavinin sıkıntıları oluyor. İşte bunları da aşmak için bir ek yol oluyor. Bu çalışmalardan ne kadar fayda gördüğünü bilimsel enstrümanlarla da ölçtük. Özel anketler verdik, yaşam kalitelerine baktık, mutluluk ve endişe düzeylerine baktık, gördüğümüz sonuç bizi de şaşırttı. Bu aktivitelerin içine giren hastalarda mutluluk ve yaşam kalitesinde belirgin yükselmeler oluyor. Girmeyen hastalarımıza baktık, onlarda da maalesef belirgin düşmeler oluyor. Yani bu tür destekleyici yaklaşımlar hastalarımıza katkı sağlıyor, bunu da bilimsel olarak göstermiş olduk."
Hastanede açılan sergide bazı hasta yakınlarının mektupları da gösteriliyor. Bu mektuplardan birinde şunlar yazıyor: "Annemin tedavi gördüğü üniteyi görünce benim kafamda yer etmiş olan kötü hastane hatıralarım tamamı ile tersine dönmüş durumda. Annemin tedaviye gelmek için küçük bir çocuk gibi heyecanlanması, hazırlıklar yapması beni mutlu ediyor. Ben bile anneme refakat etmek için can atıyorum." Bunun gibi birçok mektubun yer aldığı resim sergisinde vatandaşlar, bu projeden çok memnun olduklarını belirtiyor.
KEMOTERAPİ İLAÇLARI DAMARDAN VERİLİYOR
Kemoterapi ilaçlarının yüzde 99’unun damardan verildiğini anlatan Prof. Dr. Bozcuk, ilaç direkt kan dolaşımı ile istenilen yere ulaşması için böyle yaptıklarını ifade etti. Hastaların kemoterapi alırken acı çekmediğini bildiren Bozcuk, ancak kemoterapinin bir takım yan etkileri olduğunu dile getirdi. Bulantı, saç dökülmesi, halsizlik bunların yanında enfeksiyonla ilgili sıkıntılar olabileceğini açıklayan Bozcuk, şöyle konuştu: "Bunlar bir sonraki kemoterapiye kadar yüzde yüz düzelen, kaybolan yan etkiler. Hastalarımızda genel bir ön yargı var, ‘kemoterapi çok zehirli bir tedavi, almak istemiyoruz’ diyebiliyorlar. Yan etkileri en yüksek olan tedavilerimizden biri, ama uzman bir ekip tarafından uygun bir şekilde verildiğinde, destekleyici programlara maksimum dikkat edildiği zaman bu yan etkiler çoğu zaman yönetilebiliyor."
İLAÇLAR HASTANIN AYAĞINA GELİYOR
Merkezdeki bir diğer pozitif uygulama ise ilaçların ve sarf malzemelerin hastanın ayağına gelmesi. Hastalar sadece T.C. kimlik numaralarını veriyor, muayene oluyor. Kemoterapi uygulanması gerekiyorsa ilaçlar ve diğer malzemeler hastanın ayağına kadar getirilerek merkezde veriliyor. Eskiden bunların daha sıkıntılı olduğunu belirten Hakan Bozcuk, artık hastaları bu sıkıntılarla uğraştırmadıklarını ifade etti.